Yazarın daha önce iki kitabını okumuştum. İlk defa kara mizah denebilecek tarzda, beni fazla derinden etkilemeyen güldürüp, düşündüren açıkçası çok üzmeyen kitabına denk geldim.
Özellikle anlatımını yaptığı kadın karakterlerin betimlemeleri, kitabı baştan sona süslemektedir. Taşra yaşamının parçası olan sosyetik birbirleri ile çekişmeleri ve yarışları çok trajikomikti. Taşra halkının ne kadar 'elalem' vari dediğimiz türden dedikoduları, herkesin duyduğu şeyleri kabul edip linç etme kültürleri, biraz sürü psikolokisi tarzında olaylara yaklaşmaları hazindir. Amaçlar uğruna insanların fedakarlık adı altında ne kadar alçabileceğini ve vicdan duygusunun nasıl rafa kalktığını görüyorsunuz. Vicdan demişken kitabın son bölümlerinde içinize dokunacak, hazin bir aşk öyküsü tadında bir bölümü var.
Bitirişi ise ;
"Kadın isterse herşeyi yapar." mottosuyla yapmış.