Siyasi içeriği ve göndermeleri yoğun bir kitaptı. Din, dil, ırk göndermeleri de karışınca araya tam olmuş... Diyemeyeceğim... Çünkü, yazılanların %60'ına fikren katılıyor olsam da geri kalan %40'ı asla kabullenemeyeceğim düşünceler... Tabii okuyucu olarak bu, benim fikrim, benim yorumum. Bir başka okuyucu tamamına katılabilir, daha bir başkası kitabı %100 onaylamayabilir, "bu ne saçmalık?" diyebilir...
Demem o ki, fikri hür vicdanı hür insanlar olarak herkesin bakış açısının ve yorumlarının farklı olacağı bir kitap bu... Tavsiye eder miyim, elbette ki ederim. Herkes okuyup yorumlamalı...
Kitapta çok hoş sözler, alıntılar var. Severek okudum. Okurken sıkılmadım...
"Şimdi diyorum ki dost, aramıza koyacağımız udu henüz hak etmedik. Diyorum ki, gel yürekten bir meydan okumaya aramıza ud-i mükemmel'i koyalım. Parçalamak için ama. Telleri sökerek deneyelim önce, ud-i ekmel olalım. Baktık olmuyor, anlayamadık, bir tel daha söküp kamil olalım. O da olmadı hamlığı göze alıp telsiz bir tekne yapalım seninle, yahu bundan saz olur mu diye birbirimize soralım. O da olmadı öd ağacının kaba kütüğüyle baş başa, bomboş, apaçık, yapayalnız olalım.
Dost. Mümkünse bir ağaç bulunsun aramızda. Kendi ödümüzdeki arzudan başlayalım. "
İkra Kesken 'den hediye gelen bu kitapta yazarın bazı gerçekleri korkmadan okurlarla buluşturması, gündelik ve belki de vasıfsız bir olayı ince ayrıntılarına varıncaya kadar farklı açılardan ele alması kitabın hoşuma giden noktalarından biridir. 
Sema Kaygusuz 'dan okuduğum ilk kitap olması yahut sıklıkla yer verdiği ve aşina olmadığım literatür beni biraz zorladı ama kesinlikle 5-6 yıl sonra daha açık bir zihin ve anlayışla bu kitabı tekrar okuduğumda kaçırdığım pek çok noktayı yakalayabileceğime inanıyorum.
teşekkürler 
