Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Arap Halkları Tarihi

Albert Hourani

Arap Halkları Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Arap Halkları Tarihi sözleri ve alıntılarını, Arap Halkları Tarihi kitap alıntılarını, Arap Halkları Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
necip mahfuz
"Yeni edebiyat,Mısır hayatının temel gerçeği olan" emperyalizm ahtapotu" ile mücadeleyi yeterince ifade edip etmediğine,işçi sinıfinin hayatını yansitip yansitmadiğına göre yargılanmaliydi.Bu ışık altinda ifade biçimleri sorunu önem kazandı.Bu edebiyatı savunanlar,ifade ile gerçeklik arasındaki kopukluğun gerçeklikten kaçışın bir belirtisi olduğunu öne sürdüler.Halk hayatını yansıtan ama Arapça günlük konuşma dilini kullanmaktan kaçınan Necip Mahfuz onlara göre gerçek hayat karşısında belirli bir yabancılaşmayı sergilemekteydi."(s.464) Arap Halkları Tarihi-Albert Hourani
Sayfa 464
“Ne var ki her hanedan kendi çöküşünün tohumlarını içinde taşıyarak doğar.”
Reklam
Hariciler:
Aşiret reislerinin iddialarına karşı geliştirdikleri muhalefette bunlar İslami doğruluk dışında hiçbir önceliğin bulunmadığını savundular. Doğru Müslüman'ın İmam'a uyması, ancak imam yoldan çıkarsa ondan ayrılması gerekirdi.''Ailenin taleplerine öncelik veren Osman,'' ve ''Bir ilke meselesinde uzlaşmayı kabul eden Ali,'' hata etmişlerdi.
Muhammed Peygamber'in Vefatı Ardından Ebu Bekir;
''Ey insanlar, Muhammed'e tapıoyrsanız, Muhammed öldü. Allah'a tapıyorsanız, Allah yaşıyor.'' Gene de Allah'ın altında oynanması gereken bir rol vardı.
Şiilik:
Ali ve onun soyundan gelenlerin, Kur'an'ın derin anlamında yer alan, insan ötesi özel bir ruh ve bilgiyi Muhammed'den devralarak taşıdıklarına inanıldı. Ali'nin soyundan gelen biri adaletin hükmünü gerçekleştirmek için zuhur edecekti. Bir mehdi'nin, ''rehber''in geleceğine dair bu beklenti İslam tarihinin erken bir döneminde ortaya çıktı.
Taraftarlarının Gözünde Muhammed Peygamber:
Hayatının erken döneminde doğruyu arayan, daha sonra yüksek bir yerden gelen bir gücün verdiği duyguyla aklı karışan, kendisine iletilen şeyi anlatmak için sabırsızlanan, taraftarları çevresinde toplanınca misyonuna güven ve otorite duygusu kazanan, barışı sağlamaya ve anlaşmazlıkları kutsal kökenli olduğuna inanılan adalet ilkelerinin ışığında uzlaştırmaya çalışan, siyasal güçleri beceriyle yönlendiren bir adam; insan eyleminin alışılagelmiş kalıplarına sırtını dönmeyen, ancak bunları Allah'ın iradesi tarafından mukadder kılındığına inandığı sınırlar içinde tutmaya çalışan bir adam olarak belirir. Muhammed'in imajı nasıl zaman içinde oluştu ve bir kuşaktan ötekine aktarıldıysa, aynı şey onun kurduğu cemaat için de gerçekleşti. Daha sonraki çağlarda resmedilen şekliyle bu, Peygamber'e saygı duyan, onun yolunu izlemeye çalışırken ve Allah'a hizmet etmek için İslam yolunu izlemeye çalışırken ve Allah'a değer veren bir cemaat idi.