Marquez büyülü gerçekçiliğin en büyük ustalarından biri. Yüzyıllık Yalnızlık kadar beni şaşırtıp hayranlıktan dehşete düşürmese de o büyülü dünyasına yine çekmeyi başardı.
İlginç bir ailesi olduğu için zenci hizmetçilerle büyüyen, onların dili, kültürü, diniyle özdeşleşen, aslında bir köpek tarafından ısırılıp kuduz olan fakat cin çarptığına inanılıp manastıra kapatılan Sierva Maria ve onun cin çıkarma ayininden sorumlu rahip Cayetano'nun olağandışı aşk hikayesini anlatıyor roman.
Tabi ki onların aşkı romanın çatısını oluştururken alt temalarda cehalet, ırkçılık, bilim ve mantığın tam karşısında yükselen dogmalar, sevgisiz ve çıkarlar üzerine kurulu evliliklerin ustaca eleştirileri var.
Aşkı ilk defa tadacak olan Sierva Maria ve Cayetano kendilerine uğruna çılgınlıklar yaptıran, bazen öldüren bazen yaşatan, mutlu eden ama sonunda mutsuzluğun uçurumuna sürükleyen, tıpkı musallat olunduğu düşünülen cinler gibi ruhlarına musallat olan aşkla başa çıkabilirler miydi acaba?