Zaman zaman acı ve pişmanlık duyup duraksıyordu. Gözyaşlarını tutamıyordu. Benden özür diledi. Dertlerini benimle paylaştığı için. Benden yardım dilediği için. Babam sonuna kadar, iyileşeceğine inanmalıydı…
Her yerde şiddet vardı, Amerika'da olduğu kadar çatımızın altında da vardı. Nereden geldiği bilinmeyen ve karşı konulmaz yabanıl bir şiddetti bu. Başkaldırmak ya da dualar etmek yersizdi. O zamandan sonra ümit etmeyi bıraktım. Asla. Hatta uzun bir süre Tanrı'ya inanmadım.
Böylesine dehşet ve acımasızlıklarla dolu bir dünyada yaşamanın ne anlamı olabilirdi ki? Ve Tanrı varsa eğer ve bu dünyayı olduğu gibi kabul ediyorsa, onu ben istemiyordum artık.