Asya, '' Hasret mi yoksa ölüm mü büyük?'' diye sormuştu. Yaşlı kadın, yüzündeki acı tebessümle boşluğu seyreden bakışlarını genç kıza çevirip bir süre beklemiş, '' Bu kadar mı çok sevdin, güzel kızım? '' diye soruya soruyla cevap verdikten sonra devam etmişti. '' Ölüm ki ölümü bile öldürecek tek güç olsa da hasrete ancak gölge olabilir. Ölüm müdür, acı veren Asya'm? Ölüm dediğin bir diyardan bir diyara seyahat... Gidenler öz yurduna kavuşmanın heyecanını yaşarken kalanlar hasret ile tanışır.'' Asya, anneannesi susunca yüzünde beliren o anlamsız ifadeyle, '' O kadar çok sevdim anneanne... Ve inan ki onun hasretini tanıdıktan sonra ölümü bu kadar çok düşündüm, bu kadar çok sorguladım. Ve gördüm ki ölüm bu dünyadaki acılı ruhlar için bembeyaz kanatlardan başka bir şey değil.'' dedikten sonra ikisi de uzunca bir süre sessizliğin kıyısında beklemeye başlıyordu.