Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk ve Ulusal Dil

Şerafettin Turan

Atatürk ve Ulusal Dil Gönderileri

Atatürk ve Ulusal Dil kitaplarını, Atatürk ve Ulusal Dil sözleri ve alıntılarını, Atatürk ve Ulusal Dil yazarlarını, Atatürk ve Ulusal Dil yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Türk ulusunu ve Türk dilini uygarlık tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz!"
Sayfa 104 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Dil, ulusal kültürümüzün ana öğelerinden biri olduğuna göre dilin özleşmesi bir bakıma kültürde de öze dönmek olacaktı. "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" diyen Atatürk, kültürü "Okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanık davranmak, düşünmek, anlağı eğitmektir" biçiminde tanımlıyordu. Bu tanımda herkesin kolaylıkla konuşup anlaşabileceği, yazacağı ve okuyup anlayacağı ortak dilden, özleşen Türkçeden söz edildiği açıktır. 1936'da toplanan Üçüncü Türk Dili Kurultayı'na sunulan çalışma yazanağında Dil Devrimi'nin bu yönü şu satırlarla belirtilmişti: "Türk Dil Devrimi'nin uygulamadaki dileği, yazı dilimizle konuşma dili arasındaki uçurumu ortadan kaldırmak, böylece Cumhuriyet Türkiyesi'nde herkesin kolaylıkla okuma yazma öğrenmesine, okuduğunu anlamasına, düşündüğünü yazmasına meydan açmaktır."
Sayfa 102 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ulusal egemenlik yalnızca halkın belirli dönemlerde oy vermekle kalmayıp, nasıl yönetildiklerini anlamalarına, kendileri için uygulanmakta olan yasaların, yargı kararlarının dillerini anlamalarına sıkı sıkıya bağlı bir kavram olduğundan Türkiye'de buna ancak Cumhuriyet döneminde ve Dil Devrimi ile yönelinebilinmiştir. Yoksa kurumumuzun ilk başkanı Samih Rıfat'ın da belirttiği gibi, yönetilen halkın, yöneticilere yalnız derin bir güvenle bağlı olması ve içeriğini anlamadığı yasalara yalnızca boyun eğmek zorunda olduğu bir güç gözüyle bakması demokrasinin yerleşmesi için yeterli olamazdı.
Sayfa 101 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Kendisine yöneltilen "En büyük devriminiz hangisidir?" sorusuna yanıt veren Atatürk bunu şöyle belirtiyor: "Benim yaptıklarım birbirine bağlı ve gerekli işlerdir. Bana yaptıklarımdan değil, yapacaklarımdan sorunuz!"
Sayfa 98 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Dilde devrim ilkesi benimsendiği içindir ki, ilk Kurultay'dan sonra yönetim kurulunun Atatürk'ün başkanlığında yaptığı toplantıda Dil Devrimi'nin amacı bütün yönleri ile açık seçik saptanmış ve 17 Ekim 1932'de bir bildiri ile açıklanmıştı: "1- Türk dilini ulusal kültürümüzün eksiksiz bir anlatım aracı durumuna getirmek, Türkçeyi çağdaş uygarlığımızın önümüze koyduğu tüm gereksinmeleri karşılayacak bir yetkinliğe erdirmek. 2- Bunun için, yazı dilinden Türkçeye yabancı kalmış öğeleri atmak, Halkçı bir yönetimin istediği biçimde, halk ile aydınlar arasındaki nitelikçe ayn iki dil varlığını ortadan kaldırmak, Ana öğeleri Öz Türkçe olan ulusal bir dil yaratmak." 49 yıldır uygulanmakta olan bu ilkelere ve söz konusu metne eklenecek hiçbir sözcük bulunmadığı kuşkusuzdur.
Sayfa 98 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Türk toplumunu çağdaş düzeye ulaştırma aynı zamanda bir çağ değişikliği de demektir. Bu yüzdendir ki başarıya ulaşan Atatürk, "Biz büyük bir devrim yaptık. Memleketi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük" diyebilmiştir.
Sayfa 96 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Düşündükleri ve yaptıkları ile geleceğe yön veren Atatürk, kuşkusuz ki gelecek kuşaklarca da unutulmayacak ve bir esin ve güç kaynağı olarak yaşamaya devam edecektir.
Sayfa 94 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
"Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz daha doğrusu milletin istek ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir."
Sayfa 93 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü yaşatan ve yaşatacak olan ana öğelerden biri de O'nun düşünce ve eylemlerinin geleceğe açık olması, yeni temeller üzerine kurduğu Cumhuriyeti koruma ve yüceltme görev ve sorumluluğunu gelecek kuşaklara, Türk gençliğine emanet etmesidir. Bugünü yarınlara bağlayan en güvenilir köprüler gençler, yeni kuşaklar olduğuna göre yarına güvenme ancak ve ancak gençlere güvenmekle olabilir. Atatürk'te bu güven daha Birinci Dünya Savaşı günlerinde doğmuştu. O günlerin genç gazetecisi Ruşen Eşref Ünaydın'a verdiği fotoğrafa 24 Mayıs 1918'de şunları yazmıştı: "Her şeye karşın muhakkak bir nura doğru yürümekteyiz. Bende bu imanı yaşatan kuvvet, yalnız aziz memleket ve ulusun hakkındaki sonsuz sevgim değil, bugünün karanlıkları, ahlaksızları içinde, salt vatan ve gerçek aşkıyla ışık serpmeye ve aramaya çalışan bir gençlik gördüğümdendir."
Sayfa 93 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Şimdi kurtuluşu ve birleşmeyi laiklikte görüyor ve Atatürk dönemine dönmeye çalışıyoruz.
Sayfa 92 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.