...evrenin kökeninin mahut "Big Bang'e dayandığına inandığımızı varsayalım: muazzam yoğunluğun neredeyse sonsuz küçüklükteki bölgeden patlaması. Big Bang'den sonra her şeye Big Bang'in neden olduğunu söyleyebiliriz. Fakat Big Bang evrenin tarihinin bir parçası olduğu için Big Bang'i "evren" tarafından diye atfettiğimiz şeyin parçası olarak dahil etmek zorundayız. Öyleyse "Big Bang evrenin nedeniydi" demek oldukça hatalı olacaktır, çünkü bu "Big Bang, Big Bang'in nedeniydi ve her şey ondan sonra geldi" anlamına gelecektir. Öyleyse evrenin bir bütün olarak bir nedeni varsa, bu neden Big Bang değildir.
Belirli bir zamanda sunulmuş hangi teori olursa olsun sadece fizikçiler arasında tartışma konusu olmakla kalmayıp daha sonraki bir tarihte yerine yenisi geçebiliyor. Her halükârda "öngörülemez"den "nedeni olmaya"a doğru yol alırken temkinli olmalıyız. Yasaların bizzat hem atom altı seviyede hem de Big Bang'de işleyen yasalarla ne alakası olduğunu açıkça ayırt edemeyebiliriz. Var olmaya başlayan her şeyin bir nedeni olduğu öncülüne doğrudan hücum etmek yerine onun ne tip bir otoritesi olduğunu sormakla başlayalım.
Anselmus Tanrı'yı "kendisinden daha yüce olanın kavranması imkânsız olan" diye tanımlar. Ateistin bile bu tip bir şeyin kavramına sahip olduğunu, Tanrı'nın en azından zihinlerimizde var olduğunu kabul etmesi gerekir. Ancak ateist var olan hiçbir şeyin gerçeklikte zihnimizden bağımsız olarak bu kavrama tekabül etmediğinde israr edecektir. Anselmus ise bu noktada ateistin kendisiyle çeliştiğini düşünür. Tanrı sadece zihinlerimizde bir mefhum olarak varsa, daha yüce bir varlığı, yani gerçekten var olan bir varlığı düşünebiliriz. Fakat o zaman da Tanrı'dan daha yüce bir şey düşünmüş olurduk ki bu tanımı gereği imkânsızdır. Öyleyse Tanrı sadece zihinlerimizde değil gerçeklikte de vardır.
"Tanrı iyidir" dediğimizde, dediğimizin bir kısmı hiç şüphesiz Tanrı'nın en azından insan ırkının ahlaken iyi bir üyesi ile arasında bir analoji olduğu anlamına gelir. Yani Tanrı'nın bir insanda iyi olarak nitelendirilebileceği bazı özellikleri vardır. Mesela iyi ebeveynler (ahlaken iyi anlamıyla, başarılı ebeveyn anlamıyla değil) çocuklarına bakar, Tanrı da kendi yarattıklarına. Fakat bu Tanrı'nın iyiliğini ayrıntısıyla ele alamaz, çünkü bizimle ilahi bir varlık arasında kurabileceğimiz pek bir analoji yoktur. Tanrı'nın iyi olduğu iddiasıyla ima edilen bir başka şey Tanrı'nın insanlardan farklı olarak ahlaki değerin bir kaynağı olmasıdır. Yani Tanrı'nın iyiliği kısmen onun etiğin temeli olmasında yatar.