Einstein'ın basit görünüşlü misafirinin; "Üstad mükevvenat (bütün kainat) içinde dünyanın yeri nedir?" sualine, elindeki tebeşirle kara tahta üstüne bir noktacık kondurarak: "İşte bu kadar!" demesi üzerine, aynı sade adamın: "Peki üstad, dünya üstünde senin yerin neresi?" diye ikinci bir sualle onu, cevap veremeyeceği bir dehşete salmış olması ne kadar ibret-amizdir.