Hey ne alemdi o, ne heyecandı!.. Bugün, yirmi yıl son- ra, bu masal alemi bir rüya değil miydi, çocukluğumda ger- çekten o günleri gördüm mü diye hâlâ kendi kendime so- ruyorum. Yabancı idaresinin efsanevi devirlerinden beri, çalışkan ve uysal memleketim burada size anlatacağım ka- dar korkunç günler görmemiş; sevimli milletim bu kadar insanlık dışı acılara uğramamıştı. Fakat biz çocuklar, bir kulübede doğanların nankör hayatından başka, insanı tör- püleyen, değiştiren ve alışkanlık yüzünden kimseyi isyan ettirmeyen o sürekli mahrumiyetler dışında ne bilecektik? Romanya'nın bir başından öbür başına kadar milyonlarca köylünün bağrından kopan iniltiyi nasıl duyabilirdik?