Dağınık bir ailenin çocuğuysanız, çevrenize kurduğunuz duvarlar vardır. Güven problemi ve korkuyu anne ve babanızın ayrılığı ile örselenerek öğrenirsiniz. Ve en deli çağlarda gençliğin verdiği o parıltılarla yaşayıp, kendi kararlarınızı kendiniz verirsiniz. Kalbinize düşen sevdayı ateşle harlayıp, kendi doğrularınızı yaşarsınız. Maalesef bazen sonumuzu tahmin edemiyoruz. Ufak veya büyük yaşanan her sorunda, karşımızdakinin bambaşka bir yüzünü görüyoruz. Karşınızdaki güçsüzse ardına bakmadan koşar adımlarla uzaklaşır, ve siz yüreğinizde inşa ettiğiniz o küçük güvenli şehrin yıkıntılarıyla baş başa kalırsınız, bir de daha doğmamış bebeğinize veda etmeniz gerekiyorsa, en büyük seçim yine size kalıyorsa.. içinizde yanan alevler sizi küle dönüştürmüş olsada, hayatınıza o külü arttırmaya yüz tutmuş insanlar girmeye devam edecektir. Başı bozuk sevdalar, Canan Tan’ın diğer kitapları gibi yalın betimlemeden uzak, sıkmayan bir kitap. Fakat bana, kitabın gidişatı birbirinden uzak, sonu bağımsız geldi. Diğer Canan Tan kitapları ile karşılaştırdığımda, etkisi bende az oldu.