Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi

Gürkan Can Kaya

Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi Sözleri ve Alıntıları

Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi sözleri ve alıntılarını, Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi kitap alıntılarını, Başka Türlü Bir Yaşamın Özlemi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Neden başka türlü yaşayamadım, neden çocukluğumun hayallerini sığdıramadım gözüpınarlarıma?
"Büyük düşüncelerin çamurundaki insanları tam düşünürlerken yakaladınız mı hiç?"
Reklam
Ölümün suretini görüyordum ben de – gördüğüm bütün canlılığın suretinde.
Gündelik hayatı şiire dönüştürmüş resmen
Dakikalar, saniyelerin sırtına atlamışçasına hızla geçiyordu ve biriken saatlerin ardından acaba geldi mi sorusuyla baş başa kalıyordu Tolga. Tam kalkıp gitmek üzereyken ‘ya şimdi gelirse ve bir dakika uğruna iki saat harcamış olursam’ düşüncesi mıhlıyordu oturduğu sandalyeye.
Gerçeğin ne kadarına katlanabildiğimi hiç bilemedim ben, ama ne kadarına katlanamayacağımı o gecenin sabahı karşılayan dakikalarında öğrendim.
Reklam
İşte Cemil Meriç diyor ki, bizim dilimiz Penalope’un örgüsü gibi sabahtan akşama kadar örülüp ertesi sabaha kadar tekrar çözülerek her geçen gün bambaşka kelimelerle süslenirse Türk yazarının öldükten sonra da olsa ünlenmesi gibi bir tesellisi olamaz.” Vurucu cümlesini sessizliğin kuyusundan çıkardıktan sonra da ekledi: “Bir sonraki nesil, bir önceki nesle dille köprü kuramayacak çünkü.”
Bu küçücük oda, karanlık çöktüğünde, nasıl bu denli tenhalaşabiliyordu? Ne kadar benziyordu ölü bir gezegene, bu soğuk yabancılık ne kadar da tanıdık! Her yerde kâğıt çöpleri, dibine yaklaşmış kolonya şişesi; kimisi boş, kimisi dolu sigara paketleri… Bütün kitaplar raflara tünemiş, birkaçı masanın üstünde özgürce salınıyor. Eşyaları görmüyorum, bana ne bu kül tablasından! Yine de gözlerime yansıyan bu kül tablasının üstünde birikenler hayal kırıklıklarım değil mi? Şu komodinin üstüne diktiğimde gözlerimi – en içine, karanlığımın en içine doğmuyor mu sabah güneşi? Eşyaları değil, düşünceleri görüyorum.
Bir ada gibi yükseliyorum yaşamın üstünde, dibimi ve en dibimi dövüyor hayat, dalgalar gibi… Bende ise sarhoş bir kayıtsızlık rüzgârı. Yürüyorum hayata karşı, fakat, bu rüzgârın okşamalarıyla – yalnızca – yalpalar gibi…
Tüm bunların sebebi neydi. Gerçekten tek bir olaya mı bağlanıyor her biri? Bir zincirin halkası mı yaşamım? Ve halkalardan tek bir tanesi çürüyünce geriye kalanları da mı çürütmüştü?
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.