Bizler Müslüman Türk olarak körü körüne Batı hayranı olmaya ve kendimizi aşağılayan bir düşünce ile, geçmişte Batı Dünyasına ışık tutan Müslüman alimlerinin eserlerini görmemezlikten gelmeye devam mı edeceğiz? Yoksa bizzar Batılı alimlerin eserlerinde de görüleceği gibi eski Grek ve Latin medeniyetlerini aşan Tıp, astronomi, edebiyat matematik, (cebir - geometri), mimari ve daha birçok dallardaki asırlar süren üstünlüğümüzü ortaya koyamacak mıyız?
Üstünlük suuru devrindeki atalarımızın haklı bir istihfaf ile "Frenk" dedikleri Avrupa ırklarından mıyız? Tabii değiliz! Biz Asya'nın bütün dillerine destan olmuş muhteşem Türk ırkına mensubuz.
"Garp" dediğimiz Svrupa, Ehl - i Salip zihniyetiyle lekeli Hıristiyan Avsupa'dır. Biz Hıristiyan mıyız? Tabii Değiliz! Bin yıldır Müslümanız ve İslamın başına geçip onu hem müdafaa eden, hem genişleten iki büyük milletten biriyiz.
Bu vaziyete göre biz cihet itibariyle "Şarklı", Kıt'a itibariyle "Asyalı", ırk itibariyle "Türk" ve din itibariyle "Müslüman" bir millet olduğumuzu nasıl unutabilir ve yahut inkar edebiliriz? Fakat ettik ve etmekteyiz. Tarihimizi istihfaf ettik: atalarımızı Şarklı ve Asyalı diye hor gördük: niçin bizden evvel Garplılaşmadılar diye tenkit ettik: nihayet medeniyeti alafrangalık zannedecek derekelere düşerek İslamiyete "Çöl kanunu" dedik! Buları inkar edebilir miyiz?.
İşte hacmen küçük, fakat muhtevası büyük olan bu eser bize kendimizi tanıtmaktadır.