“Canı çıksın o insanın, o ne nankördür! Allâh onu hangi şeyden yaratmış? Onu meniden yaratıp merhalelerden geçirerek ona şekil vermiş sonra yolu ona kolaylaştırmıştır. Sonra onu öldürür ve kabre koyar. Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltir.”
Bir âma olduğu halde düşe kalka Allâh bilgisine koşan kimseye karşılık şu kendilerini bir şey zannederek Allâh bilgisine karşı müstekbir davrananları Allâh kahretsin. Ne nankör insanlar bunlar? En büyük inkâr, en büyük nankörlük Allâh bilgisine karşı kayıtsız davranmaktır. Düşünebiliyor musunuz? Allâh insanları muhatap kabul ediyor, kendi bilgisinden onlara aktarıyor, o bilgiye ulaşabilecek yeteneklerle donatıyor insanları ama bu nankör insan bu bilgiye karşı istidatlarini kullanmıyor. Allâh bilgisiyle ilgilenmiyor, vahye değer vermiyor. Vahiyden habersiz, Allâh bilgisinden uzak bir hayat yaşamaya çalışıyor. Allâh kahretsin böyle nankörleri. Bundan daha büyük bir nankörlük olur mu?
İnsanı hedefe merkep de götürür, rehber de. Ama birisine teslim olunur öyle götürür, ötekisi teslim alınır öyle götürür. Bizler kitap ve sünneti merkep değil rehber kabul edecek, teslim almaya, akıl vermeye, yol göstermeye kalkışmayacağız. Yani düşüncemizi, inancımızı kitap ve sünnet dışı kaynaklardan oluşturup onu vahye onaylattırmaya kalkışmayacağız. Tüm öncelikli bilgilerimizi atıp vahye yöneleceğiz. O ne dediyse, nasıl dediyse öylece kabul edip bir hayat yaşayacağız inşaAllah.