Dikkat spoiler içerir.
Bir emlakçı kadın, kocasına sesli mesaj bıraktıktan sonra ortadan kaybolur. Kocası, Ystad polisine başvurduğu zaman Kurt Wallander direkt olarak cinayetten şüphelenir ve ilerleyen süreçte şüpheleri doğru çıkar. Kadının cesedi bir kuyuda bulunur ve arazide bir siyahi insana ait de bir parmak bulunur. Aslında işler düşünüldüğünden de karmaşıktır. Güney Afrika'ds bir örgüte bağlı olan Jan Kleyn ve Franz Malan, hapisten yeni çıkan Nelson Mandela'ya suikast düzenlemeye karar vermişlerdir. Bunun için eski bir KGB ajanı olan Kovalanenko, gönderecekleri zenci kiralık Katili İsveç'te eğitecektir. Victor adındaki bu adam emlakçının KGB ajanı tarafından öldürülmesinden sonra ona saldırır ve parmağı kopar. Bir şekilde Wallander ile iletişime geçer ama KGB ajanı da akıllı bir adamdır ve onu bulup öldürür. Victor yerine gelen yeni kiralık Katili de eğitir. Hatta Kurt'un kızı Linda'yı da kaçırır. Ancak en sonunda Kurt tarafından öldürülür. Ama İsveç polisi suikast hakkındaki kendi bildiklerini iletirken faks cihazında sorun olur. Güney Afrika başkanı De Klerk'in atadığı savcı ve polis yanlış iz üzerindedir. Doğrusu geldiğinde 12 Haziran olmuştur ve Mandela o gün konuşma yapacaktır? Acaba savcı ve polis yetişebilecek midir? Kurt kendisine yardım eden ekibinden Martin son, Svedberg ve diğerleri ile ne yapacaktır? Suikast önlenebilecek midir? Keyifle soluksuz okunan bir roman.
