Nefret öğretilebilen bir kavram mıdır?
Romain Gary’nin kendi otobiyografik hikâyesinden yola çıkarak yazdığı Beyaz Köpek @selyayincilik ile ilk kez dilimize çevrildi.
Siyahlara saldırmak üzere eğitilen polis köpeği Batka ırkçılığın korkunç boyutlarını masum bir hayvanın öğretilmiş nefretiyle gözler önüne seriyor. Irkçılığın, ekonomik krizin, siyasal çekişmelerin, Vietnam Savaşı’nın ve buna bağlı olarak savaş karşıtı ve savaş yanlılarının birbiri ile çatışma haline girdiği, öğrenci olaylarının patlak verdiği, Martin Luther King’in öldürülmesine tepki olarak tüm Amerika’da şiddet eylemlerinin yaşandığı yıllar.
Eşi aktris Jean Seberg’le olan evliliği Seberg’in ırkçılığa ve faşizme karşı olan hassasiyetinden ve Hollywood yıldızı olmasından faydalanmak isteyen aktivistler, Kara Panterler ve siyahi radikallerce kuşatılmış olan Romain Gary sık sık bu durumdan sıkılıp sert eleştirilerde bulunsa da, O siyah ve beyaz ayrımı yapmayan, hatta yıllar önce Paris’te tanıdığı siyahi dostunun asker kaçağı oğlunu Paris’teki evinde ağırlayan, yıllarını bu ırk ayrımcılığı ile mücadeleye adamış biri.
Batka’nın bir gün davetsiz misafir olarak gelip onunla kalmaya başladığı günden beri aralarında oluşan dostluk, siyahileri gördüğünde adeta bir canavara dönüşen köpeğin iflah olmaz ırkçılığı nedeniyle bozulacak mıydı? Yoksa mücadele edip sevginin kazandığı günleri de görecekler miydi?
Eğer şimdiye kadar hiç Romain Gary ya da bazı kitaplarında kullandığı takma adıyla Émile Ajar okumadıysanız, inanın bana çok şey kaybediyorsunuz.