Onca zamandır kitap öneriyorum size. Aranızda uzun zamandır beni takip edenleriniz de var. Şayet hâlâ tavsiye ettiğim bir öykü kitabını okumamışsanız ve aşağıya da maalesef ben öykü okuyamıyorum yazacaksanız vallahi darılırım size ona göreÖykülerin okura verdiği özgürlük hissi çok az yazım türünde var. Çünkü öykünün sonunu okuruna bırakır çoğu
BIÇAK PARASI
Herkese Merhabalar...
Bugün sizlere bir öykü kitabı ile geldim.
Öykü kitaplarının yeri bende ayrıdır ve bir ayrı severek okurum.
Bu kitabı da severek okudum.
Kitabımızın içerisinde 10 adet öykü yer alıyor.
Gönül her zaman hepsine yer vermek ister ama işte yorumlara sığmaz.
Bakalım ben sizin için hangi 2 öyküde bahsedeceğim.
Zengin
Bıçak Parası; Zengin Kazığı, Ben Neden Gülüyorum Biliyor Musun?, Suçluydum Ama Çocuktum, Sessiz Meyhane, Zekiye Hanım, Küçük Kaçışlar, Bıçak Parası, Bir Travestinin Ölümü, Liman Güncesi ve Tekne başlıklarında; 78 sayfa, hayatın içinden 10 hikayeden oluşan öykü kitabı. Beni en çok etkileyen, Bıçak Parası isimli öykü oldu. Birilerinin çaresizliği,
Ah, kim getirebilir geriye o güzel günleri,
O ilk aşkın günlerini,
Ah, kim getirebilir geriye o mutlu zamanların
Yalnızca bir saatini!
Anlatımı kısa ama içeriği dolu dolu olan, her duyguyu tadacağımız şahane eserlerdir öyküler. Hayatın anlamı, özeti, benlik, insan karmaşasası, yalnızlığı, çaresizligi bize dair ne çok şey var bulacağımız satır
Öykülerin verdiği tat bir başkadır benim için. Kısa ama dolu dolu içeriği olanları, o duyguyu geçireen anlatımları, yaşatan sözleri okumanın tadı bambaşkadır.
Bir kaç sayfada hayatın özetini vermesi onu tadında yazabilmek maharet ister.
İşte böyle doyurucu bir öykü kitabı ile geldim.
İçinde 10 öykü barındıran betimlemelerle süslü satırlar hızla okunsada etkisi uzun sürüyor.
Özellikle kitaba ismini veren öykü oldukça etkileyiciydi.
İnsan çaresiz kaldımı neler yapabilir onun kanıtı, para hırsıyla tüm etik kuralları yok sayan insanların gerçek yüzlerinş ortaya çıkıyordu.
Suçluydum ama çocuktum öyküsü ise küçük yüreklerin aldıkları yaraların nasıl büyük izler bıraktığını anlatıyor.
Her öykü böyle iç çektirip kah güldürürken kah ağlatıyor ama düşündürüp derinlere daldırıyor.
Hatta her şeye rağmen gülebilenlere karşı içimizde nefret biriktiriyoruz. Gülebilmek için her şeyden soyutlanıp, her şeyimizi kaybetmemiz mi lazım?
En korkunç acılar sessiz acılardır.
Gözlerindeki dipsiz koyuluk, yüzündeki derin çizgiler geçmişte yaşadığı acıları hala yanında bir yerde taşıdığını gösteriyordu.
Bıçak ParasıAhmet Türkoğlu · Librum Yayınevi · 202412 okunma
