1967'de tanımak şerefine nail olduğum Merhûmda beni, böylesine kendine çeken nedir diye düşündüğüm anlar olmuştur. Bu, büyük bir sır değil, bir anda insanı cezbeden alçak gönüllülüğü sade ve samimi halleri ile O, kendini her zaman hatırlatacak ve özletecektir. Evine ilk gelişimde, ayaklarımıza terlik uzatması canlanıyor , gözlerimin önünde. Şaşırmış kalmıştım. Öyle ya ona kadar tanıdığım birçok büyük (! ) insan, ya tahta kurulurcasına karşımda arz-ı endam etmiş veya yarı yatar vaziyette kanepede
oturmuştur. Bu gibi hareketleri büyüklüğün icaplarından sanmağa başlamıştım.
Şaşkınlığım bundandı. Hoca'mın biz, küçük
misafirlerine, daha doğrusu talebelerine böyle istekli bir şekilde hizmet etmesi, ilk anda, bende hayal kırıklığına benzer hisler
yaratmıştır. O'nun bu tevazuu kendini tanıyanların en iyi bildiği hususlardandır. Sadece bu hareketi bile muhatabinın ruh yapısına başlı başına bir darbe sayılabilirdi. Konuşması gerekmiyordu.