Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Yeniçerinin Hatıraları

Konstantin Mihailoviç

Bir Yeniçerinin Hatıraları Sözleri ve Alıntıları

Bir Yeniçerinin Hatıraları sözleri ve alıntılarını, Bir Yeniçerinin Hatıraları kitap alıntılarını, Bir Yeniçerinin Hatıraları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir dürüst Türkün şarap içmemesinin sebebi dehşetle cezalandırılma korkusudur. Bir kısım yeniçeriler, hükümdarın hizmetindeki eşhas ve büyük beyler şarap içer, bunun haricindekiler ise içmez.
Sayfa 47 - Ayrıntı
"Osmanlı sarayında dört bin civarında yeniçeri vardır. Başlarında Ağa bulunur, günlük on altın alır. Bölükbaşına iki, onbaşıya sekiz, geriye kalanlara ise on günde bir altın verilir. Sarayda bulunanların tümüne “kapıkulu” denir ve sayıları altı bin civarındadır. Bir kapıkulu kabahat işlerse, ulufesi kesilerek değil kafası kesilerek cezalandırılır.”
Sayfa 116 - Ayrıntı Yayınları 2020Kitabı okudu
Reklam
Türkiye’de hâlâ devam eden bir adet vardır. Ne zaman padişahın yerini alacak olan iki birader birbiriyle savaşsa; yeniçerileri arkasına alan, onların sayesinde saltanatı ele geçirir. Ancak ikisinden biri, devletin başına geçene değin Kostantiniyye’ye beş İtalyan mili uzakta olan Yenihisar133 kalesindeki hazineyi, yeniçeriler ikisine de açmaz. Kardeşlerden biri hazineden bir miktar kullanmak istese, yeniçeriler buna mani olur. Kale, düşman karşısındaymış gibi teçhizatlı ve koruma altındadır. Yeniçeriler, hazine için gelen şehzadelere “Şehzadem, birbirinizle savaştığınız süre zarfında hiçbirinize bu hazineden hiçbir şey verilmeyecek.” derler. Lakin ikisinden biri, hükümdarlık tahtına oturur oturmaz kaleyi savunan her kimse, anahtarları alır ve padişaha takdim eder. Padişahsa ona ihsanda bulunur ve anahtarları, hazineyi eskisi gibi idare etmesi için ona emanet eder.
Muhammed, Hıristiyan dinini yermek hususunda konuşup dersler veriyordu. İnsanların dünya işlerine ilahi hususlardan daha meyilli olduğunu bildiği için dinini dünyaya göre inşa etti. Ve onun yolundan gidip tedrisatını kabul edenlere dünyevi hazlar, cennette saltanat ve zenginlikler vaat ediyor, bu nimetleri iyi insanlar için ayırıyor ve muhafaza ediyordu.
Sayfa 43 - Ayrıntı
Yalnız ordu değil, sultanın bizzat kendisi de bizim gibi büyük zorluklarla Trabzon’a doğru yol almaktaydı. Bu şu sebeplerden ötürü bu kadar güçleşmişti: birin­cisi katedilecek mesafenin çok fazla oluşu, İkincisi yerli halkın saldırıları, üçüncüsü açlık, dördüncüsü ise yüksek, sarp ve geçit vermeyen dağların bulunuşu. Üstelik bu dağlar her gün yağmur yağdığından ıslak ve kaygandı­lar. Yol, hayvanlar tarafından çiğnenmekten çok bozulmuştu. Çamur ise atların böğürlerine kadar çıkmaktaydı. Nihayet bu tür büyük zorluklarla Trabzon topraklarına çok yakın bir dağa eriştik. Dağdan aşağı inmeye başladığımızda yolun tahrip edilmiş olduğunu ve yıkılan ağaçlarla kapatılmış bulunduğunu gördük. Oysa yalnız sultanın 100 arabası mevcuttu. Bu araba­ların hepsinin çamura saplanmış bulunması yüzünden ordunun hiçbir yöne hareket edemeyeceğini anlayan sultan, arabaların parçalanmalarını ve yakıl­malarını emretti. Atları ise isteyenlere istedikleri kadar almaları için verdi.
Sayfa 73 - "Konstantin Mihailoviç" TARİH ve TABİAT VAKFI, Tarih Serisi No:12, İstanbul 2003 [ISBN 975-6596-12-0]Kitabı okudu
Sultan Murad devrinde bir köylü kadın, çiftliğindeyken bir azabın zorla sütünü alıp içmesinden şikayetçi oldu. Sultan onu yakalattı ve midesinde süt olup olmadığını anlamak için karnını yardırdı; çünkü asker bunu inkar etmekteydi. Ve orada süt bulundu, eğer bulunamasaydı bu akıbet kadının da başına gelecekti. Böylece, zavallı asker hayatını, kadınsa sütünü kaybetmiş oldu. Bu Hadise Filibe'den Çirmen'e giden yolda yaşandı.
Sayfa 131 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eğer mabede gönülsüz giden biri görülür ise alıkonulur ve caminin önünde kâfirlerin en fazla olduğu yere bağlanır. Böylece her gelen ona doğru yaklaşır ve onu azarlar. Bir süre orada öylece kaldıktan sonra serbest bırakılır. Bu hal karşısında ister istemez mutlu olmak zorundadır.
“Osmanlı ordusu geçerken hiçbir asker ne buğday tarlalarından geçmeye ne kimseye zarar vermeye, ne karışlığını bırakmadan bir şey almaya cesaret edebilir. Zira Türk beyleri geceyi askerlerin yanında geçirirler ve onların Müslüman veya Hristiyan hiç kimseye zarar vermesine izin vermezler. Askerler bir tavuk çalmanın bedelini kelleleriyle öderler.”
Sayfa 131 - Ayrıntı Yay-Kitabı okudu
Orduyu hümayun onların topraklarında ilerlerken, hiçbir asker ne buğday tarlalarından geçmeye, ne kimseye zarar vermeye, ne karşılığını bırakmadan bir şey almaya cesaret edebilir. Türk beyleri geceyi orada geçirir ve hiçbirini affetmez; zira kâfir ya da Hıristiyan, ne olursa olsun hiç kimseye zarar gelmesini istemezler. Ve bir tavuk alıp da karşılığını bırakmayan kimse bunun bedelini kellesiyle öder; çünkü padişah fakirlerin huzur içinde yaşamasını arzular.
"Hiçbir dürüst Türkün şarap içmemesinin sebebi dehşetle cezalandırılma korkusudur. Bir kısım yeniçeriler, hükümdarın hizmetindeki eşhas ve büyük beyler şarap içer, bunun haricindekiler ise içmez...
Sayfa 95 - Ayrıntı Yayınları 2020Kitabı okudu
70 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.