Zaman, eti kemik geçmiyordu artık, rüyalara yüz vermiyordu nicedir, büyümek hem büyülü hem buhranlı bir şeymiş meğer. Bulutu gördün mü yağmura hazırlanmak demekmiş, kaçışlara açılan bir saçak altı, yolculamalara hazır bir durakmış.
Artık ne bir kız çocuğunun günlüğü yetiyor anlatmaya her şeyi, ne cevval bir akıl, ne harlı bir kalp, ne kırık dökük bir müskat, ne de kabuğunu haiz bir ceviz... Olmuyor, böyle olmuyor.
Zaten ne zaman yemekte kavga çıkmadı ki, ben hiç kavgasız bir akşam yemeği hatırlamıyorum, kahvaltı da. Öğlen zaten herkes bir yerde, yani anlayacağın yemek yerine birbirimizi yiyoruz ama bir türlü doymuyoruz.
Zaman eti kemik geçmiyordu artık,rüyalara yüz vermiyordu nicedir,büyümek hem büyülü hem buhranlı bir şeymiş meğer. Bulutu gördün mü yağmura hazırlanmak demekmiş, kaçışlara açılan bir saçak altı,yolculamalara hazır bir durakmış.