Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Boyalı Kuş
Jerzy KosinskiDüşük Puanlı Boyalı Kuş Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Boyalı Kuş sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Boyalı Kuş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.410 üzerinden
Yani insan bu kitaba nasıl ne yorum yapabilir hiç bilmiyorum. Küçük bir çocuk, zalim almanlar, savaş, kaçmaca kovalamaca... Çocuk hangi köye kimin eline düşse türlü türlü işkenceye maruz kalıyor. Yazar bu kadar işkenceyi nasıl bi hayal dünyasıyla yazmış hayret ettim.
Bir çocuğun savaş zamanı oradan oraya gitme, saklanma ve güvende olmak ailesine tekrar kavuşabilmek için yaşadığı anları anlatan bir kitap.
.
Kitabı okuyanlar genel olarak beğenmiş ama bana hitap etmeyen bir kitaptı. O yüzden yorumumu fazla uzun tutamıyorum. :)
.
Kitapla ve bilgiyle kalın. :)
Ilk kez okuduğum bir yazardı. Kitabın ismini çok duyduğum için merak etmiştim. 2.Dunya Savaşı sırasında zarar görmesin diye ailesi tarafından bir adama teslim edilen çocuğun hikâyesi yer alıyor kitapta. Henüz küçük yaşta olan bu çocuğun savaşın yıkıcı etkisinden korunmak adına bulunduğu ortamdan uzaklaştırılmasına rağmen bu durum yeni hayatında daha büyük sıkıntılarla karşılaşmasına sebep olmuştur. Esmer olan çocuğun yöre halkından farklı olması dolayısıyla Çingene ya da Yahudi olarak algilanmasi güzel bir şekilde ele alınmış. Irkçılık çocuğa hayatı zehir etmiştir. Gittiği her yerde fiziksel özellikleri dolayısıyla hor görülmüştür. Dışlanmış olmanın verdiği ruh hali kitapta ayrıntılı bir biçimde yansıtılmıştır. Sistemin acımasızlığının insanları sürüklediği olumsuz nokta sıkça vurgulanmıştır. Eserin dili akıcı fakat olaylar anlatılırken aynı olayları tekrar okuyormuşsunuz hissi uyandırıyor okuyucuda. Bu kitaba dair olumsuz bir durum. Ayrıca final kısmı beklediğim kadar etkileyici değildi. Aksine fazlasıyla sıradan bir sondu. Eseri bu kadar çok okunmasına rağmen beğendiğimi söyleyemeyeceğim.
Hayal kırıklığı
Vala ne söylesem yanlış olacak ama ben kitabı beğenmedim. Nasıl savaş kitabı anlamadım. Beğenenlere saygı duyuyorum ama nesini beğendiniz bu kitabın. İkinci dünya savaşıyla ilgili çok kitap okumuşluğum var ama bu kitap asla bir savaş kitabı değil. Tamam çocuğu anne babası verdi gönderdi ama 6 yaşında bir çocuğun yaşayabileceği şeyler değil ki bunlar. Çok fazla mantık hatası var. Sürekli iş bi cinsellikle bağdaşıyor. Üzgünüm ama olmadı.
Böyle dehşet verici, insanlık dışı hareketleri okurken boğuluyorum ben. Bu yüzden kitap üzerime çöktü. İlk sayfada yazarın hayatını okuduğumda, kitabın onun çocuk yaşlarda yaşadıklarını anlattığını öğrendim. Bu durumda okurken daha bir dehşet verici oldu benim için. Bir çocuk daha 6-7 yaşındayken böyle şeylere şahit olmamalıydı. İçim acıdı, içim şişti ve zor bitirdim kitabı. Bütün olumsuzluklar da bir kişiyi mi bulur dedirtti. Bir çocuk her gittiği yerde mi vahşetle karşılaşır. Ordan kaçıp başka köye gidiyor, o köyden kaçıp başka köye gidiyor ve bu sürekli böyle devam ediyor. Enteresan olan şu ki, her gittiği köyde benzer şeyleri üst üste yaşıyor.
Bu kitabın yorumlarına baktığımda çoğu okuyan bayılmıştı. Beğenenlere saygısızlık etmek istemem, ama gerçekten zor bitirdim ve keşke bunları okumamış olsaydım dedim.
**Spoiler!!!
Sararmış takvim yaprakları, 1939 yılını; savaşın ilk haftalarını gösteriyordu.
Polonya' da yaşayan 6 yaşındaki bir çocuğun savaşın patlak vermesiyle, hayatta kalabilmesi için ailesi tarafından köye gönderilmesi ile başlayan yer yer mitsel tarzda yazılmış bir yaşamın öyküsü.
Hayatta kalabilmek adına ölüm kalım arasında bir yaprak misali ordan oraya savruluşu, sığındığı köylerde insanların o yaştaki küçük bir çocuğa acımasız muameleleri, ten renginden dolayı insafsızca hakaretlere maruz kalan bir sabiye seçme imkanı verilmiş olsaydı şüphesiz anne babasının yanında olup ölmeyi tercih edeceğini düşünmek çok da hayal ürünü olmasa gerek.
Şunu belirtmek isterim ki kitabı elime aldığımda bambaşka bir duygu durumu yaşayacağımı düşünmüştüm. Böylesine insanların mağdur olduğu, acı çektiği, perişan olduğu savaş imgesinin daha gerçekçi daha duygu yüklü olmasını beklerdim. Kitaptan bahsedildiği kadar etkilenmedim ne yazık ki. Kitabın, yazarın kendi ülkesinde hâlâ yasaklı kitaplar arasinda olması da bir ironi sanırım. Zira yasaklanmasi gereken herhangi bir doneye rastlayamadim bizatihi.
Tavsiye eder miyim sorusunun cevabını vermekte güçlük çekiyorum.
Tercih siz değerli okurların.
Kolay gelsin...
'' o küçücük çocuk bile esir alınamazken hayalleri esir almak nasıl mümkün olabilirdi ki?”
Boyalı kuşun hayatı çok zor çünkü diğer kuşlardan farklı o '' boyalı ''. Polonyalı yazar kendine güvenli yer bulmak için köyden köye gidiyor fakat onun için güvenli bir yer yoktur. Çünkü her gittiği köyde daha kötüsüyle karşılaşır.
Kitabı her okudugumda mola verme ihtiyacı duydum.Çünkü kitap aslında yazarın otobiyografisi fakat yaşadıkları o kadar katlanılmaz, acıklı ve şiddet içerikli ki insanın inanası gelmiyor. Zaman zaman bu kadarına gerçekten şahit olmuş mudur diye çok düşündüm. Keşke diyorsunuz içinizden bu anlatılanların hepsi kurgu olsa... Yüreğiniz dayanırsa okuyun derim, buruk bir tat bırakır.
“Boyalı Kuş” İnsanoğlu’nun acımasızlığını ikinci dünya savaşının gölgesinde bildik toplama kampı hikayelerinden farklı olarak hayatta kalmak için oradan oraya savrulan küçük bir çocuğun gözünden aktarıyor bizlere...beni rahatsız eden yönü ise tüm çıplaklığı ile yaşanılan her olayın aktarılması.....çoğu şey öylesine acımasız ki hissettiğiniz rahatsızlık zaman zaman ilerlemenize engel oluyor...bu nefretin nasıl bu kadar ayyuka çıktığı, insanların merhametini ne ara bu kadar kaybettiği ve üç maymunu oynamanın gerçekten onlara kaliteli bir hayat vaad edip etmediği sorguladığınız rahatsız edici sorulardan bazıları sadece.....
2. Dünya savaşı yıllarında Almanya’da sırf renginden ve dininden dolayı cahil insanların türlü fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kalmış küçük bir çocuğun hikayesi.
Kitap ilerledikçe bu küçük çocuk yaşadığı bunca şeyde fiziksel görüntüsünün uğursuzluğuna kendisini de inandırmaya başlıyor.
Ben niyeyse tatmin de olmadım şiddetle önerilecek bir kitap olduğunu da düşünemedim. Oysa ki bu tarz kitaplar oldukça etkilerdi beni. Sanırım bir süre sonra yaşadığı onca şeyin gerçekliğine inanamadığım için olsa gerek. Bazı olaylar gerçekmiş gibi gelemedi bana abartı unsurunun haddinden fazla olduğunu düşünüyorum.
Kitabın dili akıcı ve sürükleyiciydi. Bu konuda yazarın hakkını yiyemem.
Tek başarılı bulduğum durum ise bunca yıldır hala çok satan bu kitabın 50 Yıldan fazladır aynı yayınevinde basılıyor oluşuydu.
Benden geçer not alamadı :(