Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Psikanalitik Devekuşu Diyalektiği

Çalınan Poe

Jacques Derrida

Çalınan Poe Sözleri ve Alıntıları

Çalınan Poe sözleri ve alıntılarını, Çalınan Poe kitap alıntılarını, Çalınan Poe en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Seni seviyorum demek, "ben eksiğim ve sen benim eksiğime sesleniyorsun" demektir.
Seni seviyorum demek, "ben eksiğim ve sen benim eksiğime sesleniyorsun" demek.
Reklam
muktedir olunanın hakikati yoktur.
Bir "edebiyat", hakikat gibi bir şeyi üretebilir, sahneye koyabilir ve öne sürebilir. Bu yüzden o, muktedir olduğu şeyin hakikatinden daha güçlüdür. Bu tür bir edebiyat, kendisinin, bizzat bu edebiyatın ürettiği şeyden çıkan psikanalitik şemalara göre okunmasına, sorgulanmasına ve hatta deşifre edilmesine olanak tanır mı?
Seni seviyorum demek, "ben eksiğim ve sen benim eksiğime sesleniyorsun" demek.
Bir "edebiyat", hakikat gibi bir şeyi üretebilir, sahneye koyabilir ve öne sürebilir. Bu yüzden o, muktedir olduğu şeyin hakikatinden daha güçlüdür. Bu tür bir edebiyat, kendisinin, bizzat bu edebiyatın ürettiği şeyden çıkan psikanalitik şemalara göre okunmasına, sorgulanmasına ve hatta deşifre edilmesine olanak tanır mı?
Fallus eksikliği göstererek gösterir.
"Fallus bir gösterendir, analizin içöznel ekonomisinde işlevi, muhtemelen sırlarda gerçekleştirdiği işlevden örtüyü kaldırmak olan bir gösterendir. Çünkü o, bir bütün olarak gösterilenin etkilerini belirlemek için tasarlanmış gösterendir; çünkü bu gösteren, bir gösteren olarak mevcudiyetiyle onları koşullandırır."
Reklam
Özne gösterenin, anlamın olduğundan daha fazla efendisi ya da yazarı değildir. Özne, anlamı ya da kökeni buyurmaz, yaymaz ya da yönlendirmez, onlara neden olmaz. Eğer gösterenin bir öznesi varsa o, gösterenin yasasına boyun eğerek vardır. Öznenin yeri, gösterenin yardımıyla, gösterenin gerçek topolojisiyle ve onun yerinden-edilmeleri kuralıyla verilir.
Çalınan Mektup, aslında buna katılmak zorunda kalınmadan ezici yineleme zorlanımını tanıtlar. Bu noktada bile hakikatin aşçısı ya da efendisi olan Freud'un varisleri, birbirlerini çok sadık biçimde yinelerler. Lacan gibi Bonaparte da bütün çözümlemesini Wiederholungszwang başlığı altına kaydeder. Tek-anlamlı bir hakikatin monotonluğunu haklılaştırmak için bunu açıklar. Freud da Schreber analizinde bunun için kendisini mazur gösterir: "Bu yüzden güneş, babanın bir diğer yüceltilmiş simgesinden başka bir şey değildir; buna işaret ederken psikanaliz tarafından sunulan çözümlerin monotonluğuna ilişkin bütün sorumluluğu reddetmem gerekir....
Lacan, metinsel kurguyu, genel anlatı adı verilen anlatıdan çıkardığı şeyin dışında bırakır. Anlatının bir sözcükle Çalınan Mektup başlıklı kurguyu aşmadığı olgusuyla bunu, çok daha kolay, biraz fazla apaçık biçimde kolay kılan bir işler. Ancak bu, kurgudur. Anlatının etrafında, görünmeyen, ancak yapısal olarak indirgene- meyen bir çerçeve vardır.
Lacan, mektubun hiçbir anlama sahip olmadığını söylemez: Mektup, tek bir anlamla yetinmez. Bu, sahip olmayla, anlamla anlaşılabilir ve öyle ya da böyle kendisini yerinden-eden ve harekete geçiren bu mektupta anlamdan başka bir şey vardır. Bu da, bir anlama sahip olmakla, bir anlamla anlaşılabilir ve muhtemel çoğunluk, itki sağlar...
Reklam
Dupin tarafından ve göreceğimiz üzere salınımlı tarzda Dupin'in konumunu işgal eden psikanalist tarafından bilinen bu uygun yer, kastrasyon yeridir: örtüsü kaldınları bir penis eksikliği alanı, fallusun yani kastrasyonun hakikati olarak kadın. Çalınan mektubun hakikati, hakikattir, anlamı anlamdır, yasası yasadır, hakikatin logos içinde kendisiyle yaptığı sözleşmedir. Bu anlaşma nosyonu altında (ve böylece uygunlaşma nosyonu altında) örtme örtüyü kaldırma nosyonu bütün "Seminer"i hakikat üzerine Heideggerci söyleme hazırlar. Örtme/örtüyü kaldırma burada, bir boşlukla, bir varolmayanla ilgilidir: Varolmayan olarak Varlık'ın hakikati. Hakikat, örtülen/örtüsü kaldırılan kastrasyon olarak "kadın"dır. Burası, gösterenin (onun gösterenle uygunsuzlaşmasının) yolda olduğu yerdir; burası, gösterenin, mektubun alanıdır.
Çalınan Mektup
"Düşünmeyi gerektiren bir konuysa," dedi Dupin, fitili yakmaktan vazgeçerek, "karanlıkta irdelemek daha iyi olur." "İşte tuhaf fikirlerinizden biri daha," dedi Komiser. Kavrayışını aşan her şeyi "tuhaf" olarak adlandırma huyu vardı ve bu yüzden tam bir "tuhaflıklar yığını içinde yaşıyordu. - Edgar Allan Poe
bir hayalet hep geri gelendir. geliş gidişleri denetlenemez, çünkü hep geri gelmekle başlar zaten.
Seni seviyorum demek, "ben eksiğim ve sen benim eksiğime sesleniyorsun" demek.
Görünüşte bu mektubun hiçbir sahibi yoktur. Görünüşte o, hiç kimsenin malı değildir. Hiçbir uygun anlama, görünüşte güzergâhıyla ilgili hiçbir uygun içeriğe sahip değildir. Öyleyse yapısal olarak o, volante ve volée'dir [uçurulan, çalınan]. Ve eğer mektup, bir anlam taşısaydıya da en azından anlamının içeriği tarafından kurulsaydı, kendisini bu anlamın okunabilirliğiyle anlamlı olmaya ve belirlenmeye sınırlasaydı, bu hırsızlık/uçurma gerçekleşmezdi: "Eğer mektubun kendisi tek bir anlamla yetinseydi, eğlenceli oyunlarını izlediğimiz kibar toplumun hareketinin de hiçbir anlamı olmayacaktı.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.