Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cansu Ayman

Cansu Ayman tekrar paylaştı.
Spinoza, "Erdemden ve güçten aynı şeyi anlıyorum." diyor. Özgürlük ve kutsanmış olma, insanın kendini anlamasından ve gizilgüç olarak sahip olduğu tüm güçleri dışlaştırma çabasından, yani "insan doğası örneğine giderek daha çok yaklaşmasından" oluşur. Spinoza'ya göre erdem, insanın güçlerini kullanmasıyla özdeştir. Kötülükse, onun güçlerini kullanmaktaki başarısızlığıdır. Spinoza'ya göre, kötülüğün özünde güçsüzlük yatar.
Sayfa 94
Reklam
Cansu Ayman tekrar paylaştı.
Gerçekte bugün can sıkıntısı, bunaltıdan daha çok soruna yol açmakta ve elbette psikiyatristlere, çözüm bekleyen daha çok sorun sunmaktadır. Ve bu sorunlar giderek daha çok belirleyici olmaktadır, çünkü ilerleyen otomasyon, bir olasılıkla, ortalama çalışanın boş zamanında büyük bir artışa yol açacaktır. Bunun üzücü olan yanı, bu insanların, yeni kazandıkları boş zamanlarda ne yapacaklarını bilememeleridir. Örneğin, "pazar günü nevruzu"nu, yani hafta içinin yoğun işlerinin telaşından sıyrılan ve kendi içlerindeki boşluk belirginleştiği zaman yaşamlarının içerikten yoksun olduğunun farkına varan insanların yaşadığı tatil depresyonunu ele alın. Birçok intihar olayı, bu varoluşsal boşluğa (vakuma) bağlanabilir. Depresyon, saldırganlık, uyuşturucu vb. alışkanlığı gibi bu türden yaygın olguları, bunların altında yatan varoluşsal boşluğu kavrayamadığımız sürece anlayamayız. Bu ayrıca emeklilerin ve yaşlı insanların yaşadığı krizler için de geçerlidir.
Cansu Ayman tekrar paylaştı.
Eros, hazzın ampirik ilkesinin kuruluşunu mümkün kılan, ama her zaman ve zorunlu olarak Thanatos'u kendisiyle birlikte sürükleyen unsurdur. Ne Eros ne de Thanatos verili ya da yaşanmış olabilir. Deneyimde yalnızca ikisinin kombinasyonları verilidir - Eros'un rolü, Thanatos'un enerjisini bağlamak ve bu kombinasyonları iddeki haz ilkesine tabi kılmaktır. Bu nedenle Eros, Thanatos'tan daha fazla verili olmadığı halde, hiç olmazsa kendini duyurur ve harekete geçer. Ama Thanatos, yani Eros tarafından taşınan, yüzeye çıkarılan temelsizlik, esas itibarıyla sessizdir: Bir o kadar da korkunç. Onun için, bu aşkın ve sessiz kerteyi adlandırırken Fransızcada ölüm içgüdüsünü, "içgüdü" sözcüğünü korumak gerekir gibi görünüyor. Gelgelelim dürtüler, erotik ve yıkıma yol açan dürtüler, yalnızca verili kombinasyonların bileşenlerini, yani idde her zaman karışmış halde bulunan Eros'un ve Thanatos'un verisi içindeki temsilcileri, Eros'un doğrudan temsilcileriyle Thanatos'un dolaylı temsilcilerini adlandırmalıdır. Thanatos vardır; bununla birlikte, bilinçdışında "yok" yoktur, çünkü orada her zaman yıkım, Eros'unkiyle zorunlu olarak uyuşan bir dürtü halinde, bir yapının öteki yüzü olarak verilmiştir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Cansu Ayman tekrar paylaştı.
Hipnoz, hastanın özel bir trans haline geçmesini gerektiren başka bir sembolik etkinlik yoludur. Telkin yoluyla etkili olur ve bu telkinler kısa sürede gerçekleşir. Hipnotizmacının etkili sözleri, ilgili kişinin bedensel açıdan hiçbir etki hissetmediği bir ağrı ya da acı durumu ortaya çıkarabilir. Hipnoz altındaki bireye madeni para verilir ve
96 syf.
·
Puan vermedi
·
24 günde okudu
Şerefli Hırsız
Şerefli HırsızFyodor Dostoyevski
7.8/10 · 2.950 okunma
Reklam
Eco son çalışmalarında, çağdaş eleştirel düşüncenin önde gelen çizgilerinden bazılarının -özellikle Derrida'dan esinlenmiş olup, kendi "yapıçözüm" olarak adlandıran ve öncelikle Paul de Man ile J. Hillis Miller'in yapıtlarıyla bağlantılandırılan Amerikan eleştirisi üslubunun- okura sınırsız, denetlenmesi olanaksız bir "okumalar" sağanağı yetkisi vermesi olarak gördüğü tarzından duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Eco'nun bu kitaptaki konferansları, "sınırsız semiosis" fikrinin yanlış temellük edilişi olarak gördüğü anlayışa karşı bu protestoyu geliştirerek, kabul edilebilir yorumlar yelpazesini sınırlamanın, dolayısıyla bazı okumaları "aşırı yorum" olarak belirlemenin yollarını araştırmaktadır. (Giriş: Stefan Collini)
Yas her zaman, sevilen bir kişinin ya da onun yerine konmuş vatan, özgürlük, bir ideal vs. gibi soyut bir değerin kaybedilmesine gösterilen tepkidir. ... Normal yaşam davranışından ağır sapmaları beraberinde getirmesine rağmen, yası hastalıklı bir durum olarak görme ve tedavisi için doktora havale etmeyi hiçbir zaman düşünmememiz de çok kayda değer bir durum. Belli bir zaman sonra yasın üstesinden gelinmiş olacağına güveniyoruz ve yası kesintiye uğratmayı yararsız, hatta zararlı buluyoruz.
Hayatın anlamını sormak zorunda olan insan değil, diyorduk, aksine, insana bu sorunun sorulduğunu; insanın hayatının ona yönelttiği sorulara cevap vermek zorunda kaldığını söylüyorduk. Yalnız buradaki her cevap "eylem"dir: "hayat soruları" yalnız davranışlarla samimi olarak cevaplandırılabilir; bu cevaplar bizim varlığımızın sorumluluğundadır. Ve varlığımız yalnız sorumlu bir varlık ise "bizim"dir.
Evet, bizim ödevimiz bu gidici, dayanıksız yeryüzünü öyle derin, öyle acıyla, tutkuyla kavramak ki onun özü 'görünmez olarak' bizde yeniden dirilsin. Bizler 'görünmez'in arılarıyız. Çılgın gibi topluyoruz görünür'ün balını. Görünmez'in büyük altın kovanında biriktirip saklamak için.
İnsan tindir. Ama tin nedir? Tin ben'dir. Ama ben nedir? Ben kendine bağlı olan bir ilişkidir; daha doğrusu ben, ilişki içinde bu ilişkinin içsel yönelimidir; ben ilişki olmayıp ilişkinin kendine dönüşüdür.
Reklam
Beni bu hale sizler getirdiniz diyebilirdim, böyle olmamda hepiniz suçlusunuz, yalnızca annemle babam değil diyebilirdim. Rudi de suçlu, Fred de, herkes suçlu, herkes, çünkü kimse kimseyle ilgilenmiyor. Güzelseniz bir parça şefkat gösterir, ateşiniz varsa biraz endişelenirler, sizi okula yollarlar, evde piyano, Fransızca dersleri alırsınız, yazın tatile gidersiniz, doğum gününüzde hediyeler getirirler ve sofrada olur olmadık her şeyi konuşurlar. Ama içimde neler olup bitiyor, içimde neler kıpırdanıyor, korku salıyor hiç ilgilendiniz mi?
Çirkinliği ölçmeyi başaramayan Umberto Eco şunları söyler: "Güzellik kimi açılardan sıkıcıdır. Güzellik mefhumu çağdan çağa değişse de güzel nesneler her zaman belirli kurallara uymak zorundadır... Çirkinlik tahmin edilebilir değildir ve barındırdığı olasılıkların sonu yoktur. Güzellik ölçülebilir. Çirkinlikse tanrı gibi, sonsuzdur."
Bedenin en çirkin yeri / Neresi? Bedenin en çirkin yeri / Neresi? Kimileri burnun diyor / Kimileri ayakların Oysa bence en çirkini zihnin... Frank Zarra (1968)
Benim Cordelia'm! Benim, bu kelime ne anlama gelir? Bana ait olan değil, benim ait olduğum şey; benim bütün varlığıma ihtiva eden, öyle ki ona ait olduğum ölçüde bana ait olan şey.
Sayfa 122Kitabı okudu
İçinde tüketicilerin barındığı dünya 'aradığınız her şey burada' mağazalarından birine dönüştü. Kültürse artık o mağazada bir reyona dönüşüyor. Bu mağazanın diğer reyonlarındaki gibi raflar sürekli yenilenen mallarla tıka basa dolu. Tezgahlar son ürünleri tanıtan reklamlarla bezenmiş. Onlar da reklamını yaptıkları atraksiyonlarla birlikte pek yakında ortadan kalkmaya mahkumlar. Mallar ve reklamlar aynı şekilde, eskiyi korumaya dair her tür arzuyu ya da isteği bastırıp yeni ürünlere arzu uyandırmak ve istek yaratmak üzere (George Steiner'in meşhur tespitiyle "maksimum etki yaratmak ve anında gözden düşmek" üzere) tasarlanıyor. Tüccar ve reklam yazarı, ürünlerin baştan çıkarıcı gücüyle kronik 'üstünlük kompleksini' birleştirmeye güveniyor ve müstakbel müşterilerini 'avantaj kazanmaya' ya da en azından 'moda akımı' takip etmeye zorluyorlar. Akışkan modern dünyanın 'yetiştirecek' bir 'halkı' yok. Onun yerine baştan çıkaracak müşterileri var.
3.608 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.