Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
En Beğenilen Cam Kent Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Cam Kent sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Cam Kent kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
7.410 üzerinden
#1001kitap~~~ ~NewYorkÜçlemesi~ ~1.kitap~
Aslında bugün başka 1kitabin incelemesini girecektim sisteme ama bu kitabı ve yazarı çok sevince yaz aylarında da bunalmadan okunacak 1yazar olduğu için bu kitabı paylaşmak istedim...
Konu itibari ile polisye gibi olsa da yine de kimlik, benlik ve var olma durumlarını anlatan ama asla bunaltmayan zira bu konudaki kitaplar genelde ağır olur ama bu kitap öyle değil, cümleleri güzel 1kitap olduğu için kesinlikle yazara şans verilmeli diye düşünüyorum, eğer tüm kitaplar da dili böyleyse yazara her kitabı başlangıç için iyi olabilir ben seride okumaya devam edeceğim, aslında aklımdaki heray 1kitabini okuyup seriyi bitirmekti ama cümleler çok güzel ve akıcı olunca ard arda okumak daha uygun geldi :-))))
İnsanın sadece kentte değil kendi içinde de kaybolduğu, sonu gelmez 1dolambaca benzeyen New York sokaklarında takma adının maskesinden dışarı çıkmayan 1polisiye romanlar yazarının 1gün telefonda, “Beni öldürecekler. Beni korumanızı istiyorum,” diyen 1sesle başlayan hikâyede, korunmak isteyenin de takma ad kullanan 1i iken insanın tıpatıp aynısı olan 2.kişilerle tüm bunların yazıldığı kırmızı 1defter. Olaylardan okadar güzel cümleler yakalanıyor ki oluşan bu kimlikler de her1ine insanın kalbini bırakası geliyor zira benlikleriniz adına çok güzel 1kitap...
New York 3lemesinin ilk kitabı olan Cam Kent ölmeden önce okunması gereken 1001kitap arasındadır, kesinlikle tavsiyemdir rahat okuma yapmak isteyenlere, herkese mutlu, huzurlu, keyifli okumalar...
“Ve sonra, hepsinden önemlisi: kim olduğumu hatırlamak. Kim olmam gerektiğini hatırlamak. Bunun bir oyun olduğunu sanmıyorum. Öte yandan hiçbir şey açık değil. Örneğin: sen kimsin? Kim olduğunu biliyorsan neden bu konuda durmadan yalan söylüyorsun? Yanıtım yok. Bütün söyleyebildiğim şu: Beni dinleyin. Adım Paul Auster. Bu benim gerçek adım değil” (s.53). Paul Auster’ın New York Üçlemesi’nin ilk kitabı Cam Kent. Kitabın türü her ne kadar polisiye olarak geçse de, bana göre polisiye deyip geçmek haksızlık olur. Auster, eserde, Unamuno’nun Sis’ini ya da açıkça selam gönderdiği Cervantes’in Don Quijote’sini anımsatan bir şekilde, anlatıcı ve karakterler konusunda muğlaklık yaratıp, benliği ve kimliği sorguluyor. Bunun yanında, dinler tarihi, dil ve edebiyatla ilgili fikirleriyle adeta yeni, kendine had bir dünya oluşturmuş Auster kitapta. Dünyasını okura, takma adla polisiye romanlar yazan bir yazara günün birinde verilen bir dedektiflik görevini anlatan bir kurgu eşliğinde açmış. Oldukça yaratıcı ve farklı bir postmodern eser. Serinin ikinci kitabını da hemen okuyacağım.
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
#OkudumBitti
#CamKent
#PaulAster
#CanYayınları
İnsan sadece kentte değil kendi içinde de kaybolurmuş.
Takma adından neredeyse kendi adını unutmuş polisiye yazarı William Wilson, sessiz sakin yaşarken sessiz telefonlar alır. Günün birinde sessiz telefon dillenir " Beni öldürecekler. Beni korumanızı istiyorum" der. Yardım isteyenin evine gider yazarımız, hiç beklemediği bir şeyle karşılaşır. Onlar Paul Aster isimli bir dedektifi aramışlardır, bizim ki bozuntuya vermez Paul Aster adıyla devam eder. Hizmet karşılığı çekler de o isme yatırılacaktır. Bıçkın dedektifimiz (güya dedektif )olay yerini izlemeye başlar. Neyin nesidir kimin fesidir derken karşı tarafında sahte isim kullandığını öğrenir.
Paul Aster okuyanlar bilir, dili sakindir sizi yormaz. Polisiye okur gibi nefes nefese kalmazsınız, satır aralarında bilgi sunar, çözmenizi bekler.
Newyork üçlemesinin birinci kitabı, okumanızı tavsiye ederim.
Kitapla kalın sevgili dostlar
New York üçlemesinin birinci kitabı. Sıradan bir polisiye romanı olarak elime aldığım ama okudukça yanıldığım bir kitap. Sıradan kesinlikle değil. Kurgusu ve her cümlenin temellendirilmiş olması okurken zevk veriyor.Felsefesi çok güzel bir kere.
İnsanın bir konuda en iyisini yapmaya odaklandığında neleri kaçırdığını görüyoruz. Bir de "kayboluş" vurgusu var. Güzeldi. Hemen ikinci kitaba başlıyorum.
Evet bir polisiye okuduğum doğrudur ama sanırım bu bildiğimiz polisiyelerden biraz farklı... Newyork üçlemesinin ilk kitabı olan 'Cam Kent'in yorumuyla burdayım.
Bir olayı çözmekten çok kendini çözmek, bir katili aramaktan çok kendini aramak, bir suçluyu sorgulamaktan çok kendini sorgulamak üzerine kurulu; yazarın mı karakter, karakterin mi yazar olduğunu çözmesi zor bir anlatı...
Karısını ve çocuğunu bir kazada kaybeden başkarakterimizin kendini anlamsızca yazarak teselli ettiği günlerden birinde gelen bir yanlış telefonla başlar olaylar. Paul Auster'ı aramaktadır telefondaki ses. Kitaptaki karakteriyle özdeşleşen Daniel bu defa da Auster olmaya karar verir ve arayan kadına 'Benim' der...
Hikayenin devamında yazarın karakter olarak kendini eklemesi, bir anlamda kendiyle sohbet etmesi, kitabın sonunda kendi hatalarından kendini eleştirmesi vs okuması muazzam keyifli diyaloglar sunuyor okura. Sanki içinizdeki sizle konuşuyor gibi hissediyorsunuz..
Don kişot'tan babil kulesine, dillerin kökeninden Edgar Allen Poe ile nehir kenarında saatlerce oturmaya uzanan farklı bir deneyim..
Özgün bir polisiye okumak istiyorum diyenler buyursunlar efendim
instagram.com/p/BrLpr4llb4q/?...
New York Üçlemesinin ilk kitabı Cam Kent'te New York sokaklarına gidiyoruz. Burada yazar Quinn, yanlışlıkla kendisine gelen telefon aramasında kendini Paul Auster olarak tanıtıyor ve bir dedektif olarak Stilmann dosyasının üzerinde çalışmaya başlıyor.
Son derece ilgi çekici bir atmosferi olan bu kitapta tarz polisiye gibi görünse de polisiye öğelerden çok kimlik arayışı/bunalımı metniyle karşı karşıyayız. Bu yüzden kitap biraz kafa karıştırıcı da olabiliyor ama çok az. Birkaç isim var sadece sonuçta.
İç içe geçmiş kişilikler, karmaşık bir takip öyküsü olan Cam Kent'i ben beğendim.
Sen kimsin? bu soruyu hep soracaksınız okurken...
Cam Kent değişik bir kitap tam kelime ile ilginç bir polisiye roman tavsiye ederim okuyun 2. Kitap hayaletler i okuyacağım seri bir kitap Newyork 3lemesi evt 3. Kitabı kilitli oda
Paul Auster'ın "New York Üçlemesi" ne başladım ve serinin ilk kitabı "Cam Kent" i okudum. İlginç bir polisiye doğrusu. Yazarın kendisinin de kurgu içinde yer alması dikkatimi çekti ve hoşuma gitti.
Aslında oldukça belirsiz bir polisiye kurgusu olan eserde baş karakter Quinn gizemli bir telefonla Paul Auster sanılarak aranır. İkinci telefonda kendisinin o olduğunu söyler ve olaylar başlar. Çok fazla konuya girmeyeyim. Zaten kısacık ve bir çırpıda bitiveren bir kitap. Ben hemen serinin ikinci kitabına başlayayım. Eeee siz de boş durmayın seriye başlayın. :)
Her şey yanlış bir telefon numarasıyla başladı. Aranan kişi o değildi. Fakat aynı yanlışlık ertesi gece de yapıldı. Ve böylece oyun başladı.
Kişi, aranan kendisi olmadığı halde, öyleymiş gibi davranırsa ne olur? Bu rastlantı onu nereye götürür? Rastlantıların onu götürdüğü yere sürüklenmeye neden razı olur? Bu soruların cevabı yok.
Birbirini izleyen olayların peşi sıra, kişinin ardına düştüğü şey, sonunda kendi hayatı, kendi geçmişi, içindeki ben, içindeki öteki olabilir.
Serinin hepsini bitirip yorumlamayı düşünmüştüm fakat Cam kenti bitirince etkisi geçmeden hemen yazmak istedim.
Eski Ahit’ten başlayıp, Paradise Lost ile devam edip, Don Quıjote’ye ve Through the looking glass’a uzanan referanslar barındıran, Stillman ve Paul Auster-quinn diyaloglarıyla doruğa çıkan, dille ilgili müthiş düşüncelere yer veren etkileyici bir kitap.Kusursuz dilin insanın cennetten kovulmasıyla birlikte yok olduğundan bahseder.Önceden tek ve mükemmel olan dil, insanın kovuluşundan sonra yeryüzünde çeşitlenmiş ve kusurlu hale gelmiştir.Bunlar Eski Ahit’in Tekvin bölümünde de belirtilmektedir.
Kitap polisiye roman gibi başlayıp; psikolojik gerilim tadında devam edip, sanatsal film tadında bitiyor ki; kesinlikle hepsi beni çeken şeyler.Çok uzun bi roman değil, çok uzatılan şeyler yok. içinde değişik imgeler, farklı alanlardan bilgiler var. okunması gereken kitaplardan.Birazdan serinin ikinci kitabına başlayacağım sabırsızlanıyorum :)