Çelik Mağaralar Sözleri ve Alıntıları
Çelik Mağaralar sözleri ve alıntılarını, Çelik Mağaralar kitap alıntılarını, Çelik Mağaralar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Modern çağın bütün dertlerinin kaynağı doğadan uzaklaşılmış olması.
Modern çağın bütün dertlerinin kaynağı doğadan uzaklaşılmış olması.
Sayfa 6 - Baskan - E-pubKitabı okudu
..., zalim bir Dünyada yaşıyordu. Gerçek olmayan, altüst edilmiş bir Dünyada.
Sayfa 167 - Baskan - E-pubKitabı okudu
Hiç kimseye
"Hangi çocukların yaşayacağı konusunda karar vermek kime düşer?"
Sayfa 115 - Baskan - E-pubKitabı okudu
Sonunda kentler birer çelik mağaraya dönüşmüşlerdi. Çelik ve betondan yapılmış, kendi kendisine yeten, dev bir mağara.
Sayfa 21 - Baskan - E-pubKitabı okudu
En büyük kaynağımız zekâ ve bu hiçbir zaman tükenmeyecek.
Nihayetinde filozof da insan
Filozofça düşünen kimseler için bunlar uğraşmaya değmeyecek kadar önemsiz şeyler olabilirlerdi. Ama bir insan ne kadar filozofça düşünürse düşünsün, elde ettiği bu hakları kaybederken yine de üzülürdü
Sayfa 106 - Baskan - E-pubKitabı okudu
"En büyük kaynağımız zekâ ve bu hiçbir zaman tükenmeyecek."
Sayfa 170 - Baskan - E-pubKitabı okudu
Robotlar Yüzünden İşsiz Kalmak
İnsanlar mutsuz oldukları ve dertlerinin sona ermesinden umutlarını kestikleri zaman, kolayca buruklaşır, kin dolu bir tahrip etme eğilimine saparlar.
Sayfa 34 - Başkan YayınlarıKitabı okudu
"... insanlar kendi kusurlarnı topluma yüklerler, kendilerini nasıl düzelteceklerini bilemedikleri için kenti ıslah etmeye çalışıyorlar,..."
Sayfa 183 - Baskan - E-pubKitabı okudu
"Ortaçağdan beri mekanik gelişmeye karşı koyan bir tek şey var." demişti. "O da kadın çantaları."
İnsanlar mutsuz oldukları ve dertlerinin sona ermesinden umutlarını kestikleri zaman, kolayca buruklaşır, kin dolu bir tahrip etme eğilimine saparlar.
Sayfa 34Kitabı okudu
Etrafta yaşamdan ayrılması imkansız olan gürültü yankılanıyordu. Milyonlarca insan konuşuyor, gülüyor, öksürüyor, sesleniyor, şarkı mırıldanıyor ve soluk alıyordu.
Her kent ekonomi bakımından hemen hemen kendi kendisine yeten, yarı özerk bir birim halini almıştı. Bu birimlerin her biri başının üzerine bir dam çekecek, etrafını duvarlarla saracak, toprağın derinliklerine dalacak durumdaydı. Sonunda kentler birer çelik mağaraya dönüşmüşlerdi. Çelik ve betondan yapılmış, kendi kendisine yeten, dev bir mağara.