Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çete Gönderileri

Çete kitaplarını, Çete sözleri ve alıntılarını, Çete yazarlarını, Çete yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aşk ancak fedakarlığın mevcut olduğu yerde yaşayabilir.
Sefalet, aşkın cilasını bozan ve madenini kemiren bir küftür.
Reklam
Kadın; erkeklerin biliyoruz sandıklarından çok fazla acayip, çok esrarlı, mekanizması çok karışık ve hünerli bir teşekküle sahiptir.
Neler gördüm, daha neler de göreceğim? Bu ne karmakarışık bir ömür.
...hatırlayışlar ne kadar azaplıdır...Kafamızın örsü üzerinde duran beynimize bir çekiç gibi iner; yüreğimize ateş damlaları serpen bir demirci çekici... öyle haşin, hararetli ve işkenceli­dir. Fakat, sonunda, herşey durur, bu beyin soğur, darbeler kuvvetini kaybeder, kıvılcımlar tükenmiştir. İşte unutma başlar; ben de unutacağım.
Sayfa 146 - İnkilap Yayınları.
Reklam
...hayat budur, halka halka ayrılıklardan örülmüş bir zincirdir ve sonunda bir halka daha var­dır, o da kopar ve bizi sonsuz ayrılığa kapıp götürür. En genç yaşımızdan, ölümlü ve ölümsüz, çeşit çeşit ay­rılıklara alışmaya başlarız. Anamızdan ayrılır...yurdumuzu bırakır, uzak ellere düşe­riz; ilk sevgililerimizden, bazan güvencemizden, bazen sağlığımızdan, daima bir şeyden ayrılırız. İçimizde ne zaman özlem eksilmiştir? Yatağımıza, evimize , memle­ketimize, şanlı bir tarihe, istiklal ve hürriyete, muhak­kak bir şeye daima hasret halindeyiz. özlemin kötülüğü , ayrılığın yalnız tümünü değil, içinde iken dikkat etmemiş gibi bulunduğun birçok ince ayrıntılarını da zihnen yaşamaya başlamış olmaktır.
Sayfa 146 - İnkilap Yayınları.
Eski bir Arap türküsünde Amanoslar için "Yaz eteklerini ısıtırken yamaçlarını bahar rüzgarı okşar, sırtlarını güz örter ve tepelerine kar beyaz ta­cını giydirir" denildiğini işitmişti.
Sayfa 134 - İnkilap Yayınları.
Samanlıklar, residans teraslarına döndü.
Yoksulluk, aşkın cilasını bozan ve made­nini kemiren bir küftür.
Sayfa 126 - İnkilap Yayınları.
...yalnızlık, olayların acayipliği... bütün bu dekorlar ve etkenler içinde ruhunu bir din lenme, bir erkek kucağında barınıp avunma ihtiyacı sarmıştır. Şimdi kendisini kanadından yaralı bir kü­çucük evcil kuş sanıyor; kafes, tünek, sulak arıyor. Sanıyor ki, sonsuza dek bu yapay yuvada melodisini söyleyerek, gagasında bir su damlası veya bir yem kı­rıntısı, memnun yaşıyabilecektir, mutlu olabilecektir. Ama ... yarın bu hayat ona bez­dirici görünmeye başlıyacaktır; bir gün kanatlarını, hü­cuma hazırlanan bir şahin gibi hiddetli ve tehditli ka­barrttığını ve tutkuyla yükseklere baktığını görecektir. Artık o tatlı melodisi kasırgadan önceki bir deniz hı­şıtısıdır. Sonunda kafes, tellerine takılmış birkaç yu­muşak, beyaz tüy ile, boş kalacaktır.
Sayfa 126 - İnkilap Yayınları.
Reklam
Sen kimleri okursun , kimleri seversin? - Şimdi seni okuyorum, seni seviyorum .
Sayfa 118 - İnkilap Yayınları.
Altı üstü güccük Yunanı yendiniz! Güccük beyinliler!
...bir millet yerinden sökülmek isteniyor; bir dil susturulmak, bir güç eritilmek için çalışılıyor. Yabancı üniformaların, bir sağlam binayı yıkmak için toplanmış işçiler gibi, elde kazma, kan ter içinde uğra­şıp durduğu görülmektedir; oralarda bir felaket sürmektedir.
Sayfa 106 - İnkilap Yayınları.
-Neler gördüm, daha neler de göreceğim? Bu ne karmakarışık bir ömür.
Sayfa 101 - İnkilap Yayınları.
Gözlerinin ne tuhaf menevişleri, cilalı arabeskleri var.
Sayfa 90 - İnkilap Yayınları.
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.