Childhood, Boyhood, Youth

Lev Tolstoy

Childhood, Boyhood, Youth Gönderileri

Childhood, Boyhood, Youth kitaplarını, Childhood, Boyhood, Youth sözleri ve alıntılarını, Childhood, Boyhood, Youth yazarlarını, Childhood, Boyhood, Youth yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir duygunun kendine has niteliğini ve tadını dile getirmede, bugüne kadar Tolstoy'u geçebilen hiçbir yazar olmamıştır."
Isaiah BerlinKitabı okudu
Dış dünyanın zerrecikleri ve iç dünyanın kıpırdanmaları
"Uzayın, zamanın ve neden-sonucun düşünce biçimleri olması, hayatın özünün bu biçimlerin ötesinde olması yeterli değildir; tüm hayatımız bu biçimlere giderek bağlanmaktan ve sonunda onlardan kurtulmaktan ibarettir."
Sonsöz - Vasilli ShchukinKitabı okudu
Reklam
İlkgençliğimizde sevgilerimize yalnızca tutkular egemendir, bu bakımdan da hep kusursuz insanları severim. Ama tutku dumanları dağılmaya başlayıp bu duman arasından mantığın pırıltılı ışıkları süzülmeye başladı mı tutkularımızın bize sevilesi kişi diye dayattığı insanı gerçek kimliğiyle, -üstünlükleri, kusurlarıyla- görmeye başlarız ve bunlar içinden yalnızca kusurlar hiç beklenmedik bir biçimde ve abartılmış olarak gözümüze çarpar, böylece de yeniliğe karşı olan eğilimimiz ve başka birilerinin de kusursuz olabileceği umudu bizi eskiden tutkuyla bağlı olduğumuz, hayranlık duyduğumuz kişiden soğutmakla kalmaz, içimizde ona karşı bir nefret uyandırmaya da kışkırtır ve biz hiç acımadan onu fırlatıp atar ve yeni bir mükemmeli aramak için ileri atılırız.
"Ağlamıyordum, ama yüreğimin üstünde taş gibi ağır bir şey vardı."
Yapayalnızım. Süt mavisi göğün belirsiz bir noktasında duraklayıp asılı kalmışçasına oradan hiç ayrılmayan ve varlığıyla sonsuz boşluğu dolduruyormuşa benzeyen ay... Ayın parlak yuvarlağını çekip içine almış, gizlerle dolu görkemli doğa ve insanlara özgü küçük, acınası tutkularla kirlenmiş, ama yine de hayal gücünün ve sevginin sonsuz gücüne sahip zavallı bir solucanım ben... Doğa, ay ve ben aynı şeymişiz gibi geliyor bana bu anda.
Tek tek her insanda şu ya da bu düzeyde bulunan düşünce, duyarlık, sanat sezgisinden ayrı olarak, toplumun belirli çevrelerine, özellikle de ailelere özgü bir başka yetenek daha var: Ben bu özel yeteneğe kavrayış diyorum. Bu yeteneğin özünü, koşullanmış ölçü duygusuyla, nesnelere koşullanmış tek yanlı bakış oluşturur. Belirli bir çevrenin ya da ailenin bu yeteneğe sahip olan iki üyesi, herhangi bir duygunun, diyelim sevginin, nasıl bir boyut alacağı, nereye, hangi noktaya, hangi ölçüye dek kendini göstereceği konusunda tıpatıp benzer kestirimlerde bulunurlar; o noktadan, o ölçüden sonra ikisinin de gördüğü artık duygu değil, boş lakırdıdır. Övgünün nerede bitip alayın nerede başladığını, içtenliğin nerede bitip sahteliğin nerede başladığını ikisi aynı anda görürler; oysa başka insanların bu konudaki değerlendirmeleri onlarınkinden çok başka olabilir. Gülünç, güzel, ya da çirkin... Nesnelerin baskın özellikleri her ikisinin de gözüne aynı biçimde görünür. Bu anlayış, kavrayış ortaklığını daha da kolaylaştırmak için o belirli çevrenin ya da ailenin üyeleri arasında çevrimlenen özel bir dil, hatta başkaları için var olmayan birtakım kavram ayrıntılarını dile getiren özel kelimeler oluşur.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.