Gördüğüm her çocukta (...)çocukluğumu yeniden bulmaya, çocuk olarak kendimi sevmeye çalışıyorum.(...)
O çocuk güldüğünde sanki kendi gözlerimin önünde ekmek kırıntıları gibi dökülmüştüm.
Kimi zaman yağmur yağıyordu, damdaki çinkolara vuran yağmur damlalarının gürültüsünü duyuyordum; bu sırada o üzüntülü rahatlığımın , o üzgün hazzımın verdiği acı bir kat daha artıyordu.