Alfred Adler, "bireysel psikoloji" ekolünün kurucusu, aynı zamanda psikanalizin Tesla'sı olarak da biliniyor. Küçük yaşlarda kardeşinin ölümüne tanıklık ediyor. Raşitizm rahatsızlığından dolayı 4 yaşına kadar yürüyemiyor. Tıp doktoru olmak istiyor, küçüklüğünden beri. Fakat başarılı bir öğrencilik hayatı da olmuyor, öğretmenleri tarafından kötü bir öğrenci olarak nitelendiriliyor.
İlerleyen süreçte tıp fakültesini kazanıyor ve psikoloji bölümünü tercih ediyor. Psikoloji dünyasında da birçok başarılı çalışmada bulunuyor "bireysel psikoloji" alanında kendini gösteriyor.
Çocuk Eğitimi, Adler'in okuduğum ilk kitabı..
Bu kitapta da çocuk eğitiminin tüm detaylarına değiniyor. Adler'e göre bir çocuğu, bir insanı tanımak istiyorsak onu bir bütün olarak incelememiz, değerlendirmemiz gerekiyor. Bireyin toplumla bütünleştiği yönlerini, bütüncül bir bakış açısıyla incelersek sağlıklı bir şekilde tanıyabiliriz.
Çocuğun onu büyüten kişi ya da kişilerle iletişiminin (anne, baba, üvey anne, üvey baba, bakıcı, anane, babanne vs.) çocuğun psikolojik ya da biyolojik doğum sırasının, çocuklarda doğuştan gelen aşağılık kompleksinin de çocuğun psikolojisini etkilediği görüşünde.
Çocuğun kardeşleri ile olan rekabeti, kız çocuklarının büyütülme şekli, sürekli kendilerini eksik hissetmeleri, okulda öğretmenlerin çocuklara yaklaşımları yani kısaca çocuğun ilk olarak ailede daha sonra diğer sosyal çevresi ile etkileşimde olduğu tüm ilişkilerindeki tutumları önemli ve dikkate alınması gerekiyor.