Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar Gönderileri
Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar kitaplarını, Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar sözleri ve alıntılarını, Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar yazarlarını, Coğrafya Her Şeyden Önce Savaş Yapmaya Yarar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarih ile geçmiş aynı şey değildir. Eğer sosyal medyadaki ya da okullardaki ''tarih anlatısı'' size dikte ediliyorsa siz muhtemelen vaki olmuş gerçek hadiseleri değil tarihçiler tarafından kurgulanmış safsatalardan haberdarsınız. Herhangi bir ülkede herhangi bir rejim değişikliğine gidilse ilk değişecek olan şey okullardaki müfredat olur. Her iddia ile gelen yeni bir idare kendinden evvelki iktidarı kötüler. Kendinden evvelki vukua gelen hadisatı kendisine temel ittihaz ettiği prensipler itibariyle tahlil eder.
Hani bilimler istisnası olmayan ve temadi eden hakikatler idi ?(
19. yüzyılda Avrupa’da ve bugün "azgelişmiş” denilen ülkelerde yaşanan ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel dönüşümler, bütün nüfusun okuma-yazma bilmesini kaçınılmaz hale getirdi.
Söz konusu olan sıkıcı ve sonuç olarak anlamsız bir disiplindir, zira herkesin bildiği üzere "coğrafyada anlaşılacak bir şey yoktur, onları ezberlemek gerekir."
Coğrafyacı, mekanları analiz ederken, iktidara bu mekanlarda yaşayan insanlar üzerinde eylemde bulunmasını sağlayacak bilgiler sunduğunun bilincinde olmalıdır.
19. Yüzyıl sonunda Fransız coğrafi ekolünde başlayan şeyin, elli yıl öncesinde Alman birliği hareketini başlatmış olan Alman coğrafi ekolünün taklit edilmesiyle ortaya çıkmış, büyük ölçüde jeopolitik bir hareket olduğunu söyleyebiliriz.
19. yüzyılın ilk yarısında Lyon’lu kapitalistler, dokuma işçilerinin siyasi gücünü yıkmak için gerçek bir coğrafi stratejiyi hayata geçirdiler: O tarihe kadar Lyon’da yoğunlaşmış olan ipek dokuma işi, çok sayıda teknik operasyona ayrıldı; bunlar geniş ölçüde kıra serpiştirildi: yalnızca “tüccar-üretici” kendisi için çalışan çok sayıda atölyenin yerini biliyor, bunlann her birinde çalışanlar, ötekilerin nerede çalıştığını bilmiyordu. Bu nedenle, dağılmış olan çalışanlar, ortak eylemlere artık pek girişemiyordu.