Çok Yaşasın Ölüler
Cahit IrgatSayfa Sayısına Göre Çok Yaşasın Ölüler Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Çok Yaşasın Ölüler sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Çok Yaşasın Ölüler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hani Şemsi Muhtar’a sormuşlar “Ankara için ne düşünüyorsun?” diye. “Çankaya’da oturmaktansa İstanbul’da Kasımpaşa’da ayakta durmayı,” demiş.
Sayfa 2 - MAHMUT YESARİ: YALNIZLİK, ÇİRKİNLİK KOMPLEKSLERİYLE DOLUYDU, ÜZERİNDEN ATAMADI
“Ankara siz’siz pek hüzün verici geldi bana, ...
Sayfa 2 - MAHMUT YESARİ: YALNIZLİK, ÇİRKİNLİK KOMPLEKSLERİYLE DOLUYDU, ÜZERİNDEN ATAMADI
Mehdi Baba Kahvesi’nde karşılaşmıştık. Sen yayımladığın, yayımlayacağın kitaplardan konuştun. Asturias’ın kitabını kime çevirteyim? diye sormuştun. Mîna’ya [Urgan] git demiştim, sana. İyi fikir, demiştin.
Sayfa 2 - MEHMET ALİ ERMİŞ, KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİ GÜN HASTANEDE YARGICA İFADE VERİYORDU 
Çoğu zaman o tekmeledi lütufları, ihsanları, bağışları. Özgürlüğünü satamadı.
Sayfa 2 - MAHMUT YESARİ: YALNIZLİK, ÇİRKİNLİK KOMPLEKSLERİYLE DOLUYDU, ÜZERİNDEN ATAMADI
Bir kadına tutkundum o sıra. Bilmiyordum Orhan’ın da aynı kadına tutkun olduğunu. O bana küs gibiydi, soğuk. Ben ona küs gibiydim, soğuk. Sonra sorduk kadına.
– Seni seviyorum, dedi kadın.
O uzaklaştı bizden uzun bir süre. Sonra Lâmbo’da karşılaştık bir akşam, canciğer olduk o ölünceye dek ikimiz.
Sayfa 2 - ORHAN VELI'YLE AYNI KADINI SEVMİŞTİK
Bir çelişme, en ufak bir çelişme beni binlerce rezil etmiştir kendi kendime.
Sayfa 2 - ORHAN VELI'YLE AYNI KADINI SEVMİŞTİK
İşte o zamanlar hep baştan kara vurmuşumdur. Kavgaya hazır, mağrur çocuklar gibi sokaklara fırlamışımdır. Şehrin kıyı köşe eteklerine düşmüşümdür. Yalnız, hep yapayalnız. Balık kokan mahallelerden geçmişimdir. Yalnız, hep yapayalnız. Bu şehri gemiciler kadar bildim. Sonra en çıkmaz sokakları öğrettim onlara. Islık çalar gibi rahatça tükürmeyi, simit yemeyi, balık tutmayı onlardan öğrendim. Ve marul mevsiminde gemi kalçalarına arzulanmayı onlardan öğrendim. Denize bakıp homurdanmayı onlardan öğrendim. Delirmeyi, çıldırmayı, sonra susmayı onlardan öğrendim. Bu kökleri paçavra gibi yırtmayı onlardan öğrendim. Lazın meyhanesini, Yorgo’nun meyhanesini, Lâmbo’nun2 meyhanesini onlardan öğrendim.
Sayfa 2 - ORHAN VELI'YLE AYNI KADINI SEVMİŞTİK
Hikâye, roman, etüt, seyahat notları türünde yirmiyi aşkın eser vermiştir. Düşkünler [1935], Çıkırıklar Durunca [1931], Yol Arkadaşları [1945], Silindir Şapka Giyen Köylü [1933], Bacayı İndir, Bacayı Kaldır [1970] benim çok, çok sevdiklerimdir. Türk köylüsünü ilk anlatanlardan biridir edebiyatımızda. Şehiri de bilirdi, köyü de; şehirliyi de köylüyü de.
Sosyal açıdan modern anlamda hikâyeci ve romancıydı kendi çağında.
Sayfa 2 - PEYAMİ SAFA VE HER “ÇINAR” GÖRÜŞTE HATIRLADIĞIM HALİDE EDİP ADIVAR
...şiirden, hikâyeden, romandan. Ben hep susmuş dinlemiştim. Orhan Veli’den kötü laf etmişti o gün: “Şakuli Solucan” demişti.
– Doğru değil böyle demek, demiştim.
– Sen de, sen de, iyi şairsin ama, kötü de yazdıkların var, demişti.
Sonra birden kalkıp gitmişti.
Sayfa 2 - NURULLAH ATAÇ, DİPLOMASIZ DÜŞÜNUR OLARAK ÜN YAPMIŞTI
Sokak kapısı küt diye kapandı. Eve bir şeyler çöktü. Adına kâbus dedikleri. Açlıktan susuzluktan, yalnızlıktan, lafsızlıktan çok öte. Karanlıktan, ışıktan, katıksızlıktan, işsizlikten çok öte. Ama yalnızlıktı aslında bunun tam anlamı.
Sayfa 2 - SENİ YALNIZLIKLAR ÖLDÜRDÜ, BİZ KIYIDA KALDIK, SAİT FAİK