Mine Söğüt’ün kaleminden dökülen cümlelere ilk kez şahitlik ettim. Ne yazık ki okuması çok güç oldu. Söz konusu güçlük üslup veya akıcılık ile eleştirdiğimiz şekilde olsaydı belki daha da kolaydı sindirebilmek, oysa yazdıkları yüreği kanatıyor ve okumak güçleşiyor. Okudukça hazmetmek gerekiyor onca gerçeği. Hayır kurgu değil, kurgu olamayacak kadar gerçek, kendi hayatlarımızı yaşarken kurduğumuz güzel dünyaların, başka hayatlarda hayal bile olmayacak kadar yokluğunu, çaresizliğini yüzümüze vuruyor tüm satırlar. Ah kadın olmak, bir kadınken diğerinin sesi olamamak ve farkına varmak bir çok şeyin, geç kalmak gibi kimi yaşamlara… Kadınlar kök salamayınca deliliğe vuruyor kendini, büyütemeyince içindeki çocuğu, sevilmeyince seve seve ölüme gidiyor, delire delire. Sonra insan diyor ki kadın olmak ne zor vicdansız ülkelerde.