Önceden okuduğum bu Demian isimli kitapta, Hermann Hesse yine "kendinden" bir karakterle yola çıkıyor ve soruyor, sorguluyor. Hem aydınlık hem de karanlık bir dünyada yaşıyor.
Tanrı sadece güzelliklere mi sahip çıkar? Ya kötülüklükler, insanı yiyip bitiren hesaplar.... İnsan mükemmel mi? Doğası gereği insan, temiz olanı sevdiği gibi, kirli olanları da seviyor! Şeytan da melek de insanın içinde...
İşte kitapta, baş karakterimiz olan Sinclair'in , çocukluk ve delikanlıklık dönemleri, arayışları anlatılmış. Sinclair, hem sıcak ve güvenilir bir ev ortamında, ailesiyle birlikteki huzurlu yaşamını özlüyor hem de farklı zevkler tadmak ve yeni insanlar tanımak istiyor.
Manevi anlamda ailesinden ve okulundan öğrendiği tüm bilgilere, inançlara gün geliyor, Demian ile tanışmasıyla , şüphe ile yaklaşmaya başlıyor! Ya diyor, aslında öyle değil de böyleyse...
Kitap gerçekten çok etkileyiciydi. Kendi halinde yaşayan insanların bile, yaşamlarında alışa geldikleri , saygı ve minnet gibi güzel erdemlerle çatışma durumuna girmekten yakalarını kurtaramadıklarını gösteriyordu.