Bende çok etki yaratan kitaplardan birisi de Demian oldu, bu tür başyapıtlar hakkında bir şeyler söylemek güçleşiyor özellikle de fikir belirtmek. Demian, tıpkı yazarın okuduğum ilk kitabı Siddhartha gibi yine bir gencin hayatta anlam arayışını konu alıyor. Kitabı o kadar çok sevdim ki.. İkiyüz küsür sayfalık bir çeviriye sığdırılmış kitap iki gün değil de iki yüz gün kadar elimde kalmış gibi hissettirdi bana. Kendimi kaptırsaydım sanıyorum ki yüz yıl yaşlanabilirdim. Aslını söylemek gerekirse hem kendi düşüncelerimden çok şey buldum (bulduklarım onayladıklarımdı aslında), hemde çook ama çok sevdiğim çavdar tarlasında ki holden'den.. sayfalar arasındaki masumiyet bana hep onu anımsattı. Kitap Sinclair'in ağzından anlatırken bir yandan kendi düşüncelerim zihnimden akıyor gibi hissettim, düşünüp düşünüp içinden çıkamadığımız, daima içimizde kalan şeyleri bir pencereden dışarıyı izler gibi izledim. Hepimiz her şekilde gerçekten onun gibi, ayakta kalmak için çok çaba sarf ediyoruz. Keşke hayatımızı da geride kalan bir manzara gibi geride bırakabilsek, keşke. Her sabah uyanıpta neyin peşinden koştuğunu bilememek, yolunun nereye çıkacağını bilememek çok fena. Coşup giden bir akarsu gibi akıp giden yaşımıza, bir set çekip yolunu değiştirmenin zorluğuna, mümkün olamayışına, yaşama çok içerliyorum. Demian'ın pek umurunda değildi tabi ama Sinclair'de böyle hissediyordu bence.. Efendim sizlere tavsiyem bu kitabı mutlaka okuyun.