Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Diken Ucu Gönderileri

En Eski Diken Ucu kitaplarını, en eski Diken Ucu sözleri ve alıntılarını, en eski Diken Ucu yazarlarını, en eski Diken Ucu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir şey yazdığımda herkes bundan kafasına göre bir şey anlayacaksa, daha güzel cümleler bulmaya çalışmanın, aklımdan geçenleri en uygun biçimde ifade edebilmek için kendimi yormamın ne anlamı vardı?
Sayfa 119 - Can Yayınları
128 syf.
8/10 puan verdi
1k'nın da dediği gibi buralar çok ıssız olduğu için yapıyorum bu incelemeyi. Çünkü bu ıssızlık kitabı okumanın, yazarı tanımanın önüne set çekebilir ve bundan korktum. Öykü seviyorsanız, sade cümlelerden hoşlanıyorsanız, bir de karakterlerin iç konuşmaları olsun diyorsanız kitabı okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Olaylar değil de düşünceler, duygular konuşuyor kitapta. Hasan Ali Toptaş'ın yazım tarzına benzettim fakat onun kadar sisli değil anlattıkları. Kıyıda köşede unutulmuş, dikkat çekmeyen ama kendi içinde köşeye sıkışmış insanların öyküsü bu kitap..
Diken Ucu
Diken UcuBehçet Çelik · Can Yayınları · 2010121 okunma
Reklam
Saçlarımın uçuşması, bağrıma çarpan esinti iyi gelir sanmıştım, tam tersi oldu. Hiçbir zaman ne yapacağımı bilemeyeceğim, hep böyle çırpınacağım, bir o yana bir bu yana, hep aynı telaş... Şu anda da ileride duyacağım telaşların telaşıyla çırpınyorum kımıldamaksızın.
Kimsesiz kalmışım gibi. O çok sevdiğim yalnızlığım, tek başınalığım - her neyse işte- içimi ürpertiyor. Karnımdan göğüs boşluğuma, oradan genzime bir şey sızıyor. İçimin buzu eriyor diyeceğim, değil, erimeden yayılıyor, yayıldıkça taşlaşıyor. Yalnızlıkla baş edilir, nedir işte, zaman geçer insan değişir, ama bu başka, zamanın geçeceğinden emin değilim. Yok, yalnızlık değil bu. Evden çıkarken aklımın ucunu kemiren şey kendine yer yapıp yerleşiyor. Bu kuntluk onun işi. Koyu gölgesi düşüyor her şeye - denize bile- zamanı durduran da o; bu ıssızlık onun gölgesi.
Ne kadar renkli, hengame içinde de olsa ortalık, aklımda aynı gri sorular...
Şöyle kıyıdan bir boy yürüsem, piknik alanına çevrilmiş yol kenarlarında esintili bir köşe bulunca uzanıp gözlerimi yumsam. Bakamam. Huzurlu tablolarda huzursuz ayrıntılar - görmek istemem. Bana neyin değiştiğini söylemeyecekler ki... Aklıma gelen yanıtla kalacağım gene.
Reklam
Bazı şeyler konuşulmuyor. Aman iyi, en azından benim başarısızlıklarım da artık konuşulmuyor. Konuşup bitirdik, herkes diyeceğini dedi - hiçbir şey değişmedi.
O kadar yorgunum ki öfkelenmeye. Bu yaşta nasıl taşıyorlar bunca öfkeyi yorulmadan?
Belli ki insanları mutsuzluklarından yakalıyorlar, üzüntülerinden, eksikliklerinden, yoksunluklarından. Sonrası kolay. Mutsuzluğun açtığı yaradan insan her şeyi alıyor içine, her türlü yalanı, dolanı, kumpası... İçine aldığı her şeyle o yara büyüyor, yara büyüdükçe de...
Her akşam odama girerken aynı şeyler geliyor aklıma - insanın anılarının değişmemesi ne sıkıcı. Aynı şeyleri anımsamak dert değil de, aynı anıların her seferinde aynı duyguları getirip insanın boğazına dayaması yok mu?
284 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.