Din ve Devrim

Orhan Gökdemir

Sayfa Sayısına Göre Din ve Devrim Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Din ve Devrim sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Din ve Devrim kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ilginç bir pasaj
Bir din eleştirisi sırtını zorunlu olarak Aydınlanma'ya mı dayamalıdır? ‘Aydınlanma nedir’ sorusuna verilmiş yaratıcı bir yanıt şöyle: “Afrika’da kendi halinde yaşayan bir kabile için hiçbir anlam ifade etmeyen çağdır.” Gerçekten de, ilk bakışta “Afrika'da kendi halinde yaşayan bir kabilenin” hayatını değişikliğe uğratmış bir olgu değildir aydınlanma. 18. yüzyılda, birkaç düşünürün temsil ettiği bu yeni düşünce akımının, aslında Avrupa için de ne ifade ettiği kuşkuludur. Şimdi bize büyük altüstlerin çağı gibi görünen aydınlanma çağı olup bitenden pek habersizdir. Dönemin 'devrimci' düşünürlerinin havası da devrim kokmamaktadır. Kant münzevi bir hoca, Newton bir part-time büyücüdür bir bakıma. Çağın sonunda, şimdi dünyayı sallamış gibi görünen Büyük Fransız Devrimi olmasa altüst oluşların kendisi de şüpheli bir hal alacaktır. Kaldı ki o da, gerçekleştiği zamanda bir Fransız devriminden çok, bir Paris devrimi gibi görünmektedir. Paris'in 150 kilometre dışında devrimin kendini duyurması ne kadar zaman aldı dersiniz?
Ezilenler icin devlet ve din
..ezilenler icin devlet neyse din de odur.Her ikisi de ironik bir bicimde onlar için vardir; dinin ve devletin varlik nedeni onlardir.He rikisinin toplanma cagrisina uyduklarinda sirtlarindaki yuku atacaklarini ummakta ancak bu surec yuklerinin artmasiyla sonuclanmaktadir..
Sayfa 17
Reklam
Dini eleştirmek isteyen, önce onu mümkün kılan dünyayı eleştirmelidir...
Dini eleştirmek isteyen, önce onu mümkün kılan dünyayı eleştirmelidir...
Sayfa 22
Dini elestirmek isteyen once onu mumkun kilan dunyayi elestirmelidir...
Sayfa 22
Tarihin bütün Tanrıları ve bütün peygamberleri birbirine benzeten simyasıydı bu. Bu simya ortaya çıkan bütün tanrıları altına çeviriyor, “güneş gibi” parlamasına neden oluyordu. Hızır-İlyas, Hıdrellez, Andréas, İdris ve Hermes kılığında bütün inançları dolaşan tek bir şahsiyet çıkıyordu ortaya böylece. O, on dört bin yıldır geziyordu pervanelikte; Âdem sıfatından gelip gidiyordu. Hızır veya Hızır-İlyas (Hıdrellez) demek ki tarihin ortak bir kahramanı olarak ortaya çıkmaktadır. Alevi-Bektaşi inançlarında Hızır kim? Pir Sultan Abdal veriyor cevabını: Bin bir adı var bir adı Hızır Nerede çağırsan orada hazır Ali padişahtır Muhammed vezir Bu fermanı yazan Ali değil mi? Demek ki Ali de Hızır'dır. Daha iyisi Ali, İlya'dır; İlia ya da Aliya diye okumakta da bir mahsur yoktur. İlya, İbrani'de Eli-Yah olmaktadır ki “Yahova Tanrım'dır” anlamındadır. Çıkış noktasının Hermes olduğunu bildiğimize göre Güneşle bir bağ kurabilir miyiz? Ali'nin simgesi güneş hayvanlarıdır; aslan, o, tanrı aslanıdır. Başlıca simgesi olan aslanın dışında o, bir başka güneş hayvanı olan koç ile zümrüd-ü ankayla karıştırılan güneş kuşu olan turna ile simgeleştirilir.
Reklam