Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed'den Reform Çağına

Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III)

Mircea Eliade

En Eski Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III) Gönderileri

En Eski Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III) kitaplarını, en eski Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III) sözleri ve alıntılarını, en eski Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III) yazarlarını, en eski Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Tüm evren Tanrı’nın evidir, ona ulaşmak için özel bir yer (örneğin Mekke) belirlemenin ne faydası var?”
Sayfa 14 - Bu alıntı Cengiz Han'ın İmam Buhari ile olan konuşmasındandır.Kitabı okudu
İlk dört halife, halifeliğin merkezini Medine'de tutmuştu. Ama Muâviye imparatorluk başkentini Şam'a taşıdı. O andan başlayarak, tüm Emeviler saltanatı boyunca, Helenistik, Acem ve Hıristiyan etkilen giderek arttı. Bunlar özellikle dinsel ve dindışı mimari alanında kendilerini gösteriyordu. İlk büyük Suriye camilerinde, Hıristiyan kiliselerinin
Sayfa 97 - 98 XXXIII. BÖLÜM: MUHAMMED VE İSLAMIN GELİŞMESİ, İslamın Akdeniz ve Yakındoğu
Reklam
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
suphistike
Tartışmasız çok büyük ve ününü sonuna kadar hak etmiş bir bilim insanıdır Eliade. Şamanizm, Budizm, arkaik dinler incelemeleri müthiştir. Öte yandan İslamiyet ile ilgili incelemelerinde veya bilgilendirmelerinde, nasıl bir bilinçaltının etkisi altında kalmışsa, okuyucu bir tür yanlılık hissetmekten kendini alamıyor. Bu zafiyeti göz ardı edilirse Eliade tartışmasız ve sözcüğün gerçek anlamıyla ideal ve duayen bir bilim insanıdır.
Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III)
Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi (Cilt III)Mircea Eliade · Kabalcı Yayınevi · 200389 okunma
Tüm evrensel din kurucuları içinde, yaşam öyküsü ana hatlarıyla bilinen tek kişi Muhammed'dir.
Sayfa 79
Haçlıların vahşice tavrı Müslümanları tüm Hıristiyanlara düşman etti ve altı yüz yıllık Müslüman egemenliği içinde ayakta kalmayı başaran birçok kilise bu sırada yıkıldı.
Sayfa 115
Avcılar, Göçebeler, Savaşçılar
Türk-Moğolların yıldırım gibi istilaları - IV. yüzyılda Hunlardan Timur'a kadar (1360-1404)- Avrasya'nın ilkel avcılarının mitsel modelinden esinleniyordu: bozkırda avını kovalayan yırtıcı etobur. Hareket- lerinin apansızlığı ve hızı, toplulukları kitlesel olarak katletmeleri, yerleşik kültü- rün dışsal işaretlerini (kentler ve köyler) yok etmeleri; Hun, Avar, Türk, Moğol at- lılarını bozkırda geyikleri avlayan veya göçebe çobanların sürülerine saldıran kurt sürülerine benzetir. Askeri önderlerin, bu davranış tarzının stratejik önemini ve si- yasal sonuçlarını çok iyi bildiğine kuşku yoktur. Ama örnek avcının -yırtıcı eto- bur- mistik saygınlığı da hatırı sayılır bir rol oynuyordu. Birçok Altay boyu, atala- rının doğaüstü bir kurt olduğunu iddia ediyordu
Reklam
Bozkır lmparatorlukları"nın yıldırım gibi ortaya çıkması ve az çok kısa ömür- lü olmaları tarihçileri hala büyülemektedir. Gerçekten de Hunlar 374'te Dinyester üzerinde Ostrogotları ezip, diğer Cermen kabilelerinin de birbiri ardı sıra aceleyle göç etmesine yol açtıktan sonra, Macar ovasından başlayarak birçok Roma eyaletini yakıp yıktılar.
Attila Orta Avrupa'nın büyük bir bölümünü istila etmeyi başardı, ama onun ölümünden ( 453) kısa süre sonra, bölünen ve ne yapacaklarını şaşıran Hunlar tarihten silindi. Aynı şekilde Cengiz Han'ın yirmi yılda (1206-1227) kurdu- ğu ve ardıllarının genişlettiği (124 l'den sonra Doğu Avrupa, 1258'den sonra İran, Irak ve Anadolu, 1279'da Çin) devasa Moğol lmparatorluğu, Japonya'ya yönelik ba- şarısız fetih girişiminden sonra çöktü (128 1). Kendisini Cengiz Han'ın ardılı olarak gören Türk hükümdarı Timur (1360-1404), yırtıcı etoburlardan esinlenen son bü- yük fatihti.
Orta Asya bozkırlarından kopup gelen tüm bu "barbarlar"ın, uygar halkların ba- zı kültürel ve dinsel yaratımlarından haberdar olduğunu belirtelim. Zaten biraz sonra da göreceğimiz gibi, onların atalan, yani tarihöncesinin avcıları ve göçebe hayvancıları da Güney Asya'nın çeşitli bölgelerinde yapılmış keşiflerden yararlan- mışlardı.
Sibirya, Volga bölgesi, Orta Asya, Çin'in kuzeyi ve kuzeydoğusu, Moğolistan ve Türkiye. Belli başlı üç dil kolu ayırt edilmektedir: 1) Ana Türkçe (Uygurca, Çağatayca); 2) Moğol- ca (Kalmukça, Moğolca, Buryatça); 3) Mançu-Tunguz dili.1 Altay halklarının ilk yer- leşim alanı anlaşıldığı kadarıyla Altay ve Ch'ing-hai {Cinğ Hay} dağlan çevresinde, Tibet ile Çin arasında kalan ve kuzeyde de Sibirya taygalarına kadar uza:nan bozkır- lardı. Hem çeşitli Altay grupları hem de Fin-Ugur nüfuslar kuzey bölgelerde avcılık ve balıkçılık, Orta Asya'da göçebe hayvancılık ve güney bölgelerinde de daha müte- vazı ölçülerde tarımla uğraşıyorlardı.
Reklam
Kuzey Avrasya, tarihöncesinden itibaren, güneyden gelen kültürlerin, sanayile- rin ve dinsel düşüncelerin etkisine girdi. Sibirya'da Ren geyiği yetiştirilmesinin esin kaynağı herhalde bozkırlarda daha önce gerçekleştirilen atın evcilleştirilmesiy- di. Tarihöncesinin ticaret (örneğin Onega Gölü'ndeki Geyikli Ada) ve metalurji merkezleri (Perm) Sibirya kültürlerinin gelişiminde önemli bir rol oynadı. Daha sonra Mezopotamya, lran, Çin, Hint, Tibet (Lamacılık), Hıristiyan (Nasturilik), Ma- niheist kökenli dinsel düşünceler de aşama aşama Orta Asya ve Kuzey Asya'ya yayıl- dı; bunlara İslamın ve en son olarak da Rus Ortodoks Hıristiyanlığının etkilerini eklemek gerekir.
109 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.