İnsan öleceği zaman kendini sadece anılarıyla savunabilir; o ağacın ya da çocukluğun o minik deresinin ıstırap verecek derecede yarım kalmış, son derece şeffaflaşmış ve dünyeviliklerini yitirmiş anıları sadece zamanın uçurumlarıyla değil, engin topraklarla da birbirlerinden ayrılmışlardır.