Direnişin Melankolisi

Laszlo Krasznahorkai

Direnişin Melankolisi Sözleri ve Alıntıları

Direnişin Melankolisi sözleri ve alıntılarını, Direnişin Melankolisi kitap alıntılarını, Direnişin Melankolisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"olanaksızlığın cazibesi ve peşinden koşmanın zavallılığı" ..buraya çakılı kalmış olmanın mutlaklığı'yla ilgilenmesi gerektiğine odaklanması gerekiyordu. Şehir bataklığını aşmayı başaramadığı için, elli yıl süren mücadelesinin ardından, kendisini içine doğduğu aptallığın bulaşıcı çamuruna gömerek kurtulmaya çalışmıştı. Hayallerin az önceki uçup giden mahmurluğuna rağmen, durumun ümitsiz olduğunu ve bu çamurda kısa bir gezinti yapmaya bile gücünün yetmeyeceğini kabullenmesi gerekiyordu.
Sayfa 133 - Can YayınlarıKitabı okudu
Aslında insan aklı, kendisinin de bilmediği üzere, “nesneler arasındaki ilişkinin gerçek yapısına uyum sağlamak”tan yoksun bırakıldığı için, en azından bu ilişkilerin evrensel huzursuzluğunun her türlü sağduyudan yoksun olması ya da insan varlığının sadece bu ebedi huzursuzluğun itaatkar bir kölesi olması gibi, ümitsizliğe ya da hayranlığa neden olacak niteliklere sahip değildi. Aydınlanmanın ardından büyülü ancak buz gibi soğuk krallık, anında kaybolsa da, benliğine vuran dalgaları dinmemiş, yitip giden geçmişin ve hala capcanlı görünümün etkisiyle sürüklenirken hissettikleri, ne hayranlık ne de hoşnutsuzluk sayılabilirdi: Salt boşvermişlik, sabır ve sadece kendi üzerine vazife olanları idrak edebileceğini gösteren sıradışı bir merhametle barışık olma haliydi.
Sayfa 227 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanın gerçekten sarsıcı bir korkuyu bertaraf etmek için olayların anarşisine olan idraksizliğin rahatsız edici kesinliğiyle tepki vermesinin ardından, bu tepkinin can sıkıcı tekrarı sonucunda kendisini alaycılığın aşındırıcı etkisine bıraktığını gözlemlemişti.
Sayfa 15 - Can yayınları
olayların umursamaz mutluluğu .. hayatı boyunca kaçmaktan, aptallığın önünden kaçıp müziğe sığınmaktan, müzikten kaçıp mahpusluğa sığınmaktan, oradan katıksız düşünceye, sonra düşünceden de geriye, daha da geriye kaçmaktan başka bir şey yapmasa da, kaderinin yönetici meleğiymişçesine, belki de amacının kendi düzenbaz yöntemleriyle, olayların adeta umursamaz mutluluğuna ulaşana, anlayacak bir şey olmadığını anlayana, eğer olsa, "dünyanın anlamı"nın kendi anlam dünyasının ötesinde olduğunu görüp, bunu fark etmesinin ve sahip olduklarına şükretmesinin yeterli olduğu noktaya ulaşmak olduğunu düşündü. Gerçekten de kaça kaça "olayların umursamaz mutluluğu" noktasına vardığı için, birkaç dakikalığına gözlerini kapatınca evinin kadifemsi çerçevesinden başka bir şey hissetmediğinden artık emindi: .. .. içerideki havanın tadını ve tozun kokusunu, evin zeminin hafif çıkıntısını ve avizelerin etrafındaki nefes gibi görünmez pusu, tüm bunların, tadın, kokunun, rengin, sesin, kısacası, korunaklı kapanmışlığın iyiliksever tatlığını hissediyor, tüm bunları güzel bir anıdan ayıran şeyin, bunlar geçip gitmediği için zihninde canlandırmaya gerek olmayışı olduğunu, tüm bunların var olduğunu ve var olmaya devam edeceğini adı gibi biliyordu. .
Sayfa 232 - Can YayınlarıKitabı okudu
.."durdurulamaz biçimde büyüyen kaos" "gündelik hayatın tahmin edilemezliği" ve "yaklaşan felaket" .. "aşağılık bir gelecek ve adı batasıca bir geçmişin kaçışı olmayan cehenneminde yaşadığımızdan" .. Bulaşıcı korkularının nedeninin günbegün kendisini daha da güçlü hissettiren kaçınılmaz bir sonun kesinliğinden değil, kendi kendini huzursuz eden hayal gücünün yok edici hastalığından kaynaklandığını ve bunun bir gün gerçekten de bir felakete neden olacağını, içsel bağlantıları gevşediğinden amacını yitirmiş insanları kaplayan, insanlar dikkatsizce ruhun ezeli kanunlarından saptıklarında, kendi alçakgönüllülükten yoksun tasarlanmış dünya üzerinde kontrollerini kaybettikleri sırada ortaya çıkan yalancı bir his ..
Sayfa 117 - Can YayınlarıKitabı okudu
Bu yalan dünyada Tanrı'nın lafı geçmiyo! Bu varisli, sakat ayaklarla bütün gün pazarda dikil de dikil, insan evladı yoruluyor tabii. Çünkü biliyon işte, ufak bahçemden çıkanları satmam lazım; emekli maaşıyla insan geçinemiyo. O parlak Mersedez'lerle sepet yüküyle parayı nerden buluyolar hiç bilmiyom! Ama ben sana diyom, bak hele. Çalıyolar, çırpıyolar, öyle! Bu yalan dünyada Tanrı'nın lafı geçmiyo! Bi de bu berbat hava var, biliyon mu. De bakalım, n'olcak böyle. Aha, işte. Radyo diyo ki, on yedi derece miymiş neymiş; ama sıfırın altında! Halbuki daha kasımın sonu. N'olcağanı bilmek istiyon mu? Ben deyivereyim. Bahara kadar doncaz! He ya! Kömür yok. ... :)
Sayfa 26 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
192 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.