Michel Foucault, "Delilik ve Medeniyet" adlı eserinde, Freudcu bir çerçeveden yaklaşarak, düzeni ve toplumsal kuralları, ister kurumsal ister söylemsel olsun, "akıl sağlığını" oluşturan ve onu delilikten ayıran Batı Medeniyetinin merkez unsuru olarak görür.