Dokuz Yüz Katlı İnsan

Mustafa Merter

Öne Çıkan Dokuz Yüz Katlı İnsan Gönderileri

Öne Çıkan Dokuz Yüz Katlı İnsan kitaplarını, öne çıkan Dokuz Yüz Katlı İnsan sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Dokuz Yüz Katlı İnsan yazarlarını, öne çıkan Dokuz Yüz Katlı İnsan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölünüz, ölünüz; bu ölümden korkmayınız! Çünkü, ölümle şu kirli topraktan kurtulur, göklere, ötelere yükselirsiniz! Ölünüz, ölünüz; bu nefs-i emmâreden yakınızı sıyırınız! Çünkü bu nefis bağ gibidir, zincir gibidir; siz de, o zincir ile bağlanmış birer esir gibisiniz! Zindanı delmek için elinize bir kazma alınız! Zindanı delebilirsiniz, pâdişah da siz olursunuz, emir de siz olursunuz(...) Buluttan dışarı çıkınca, ayın ondördü gibi bir parlak bir mânâ "ay"ı olursunuz! Susunuz, susunuz; susmak, ölümün nefesidir! Aslında bu susuşunuzda, yani ölüşünüzde bir dirilik vardır. Mevlana Celaleddin-i Rumi
Sayfa 390 - KaknüsKitabı okudu
Sadizm/mazoşizm, röntgencilik,teşhircilik, pornografi bağımlılığı, grup cinselliği, eş değiştirme, aldatma/promisküite, sübyancılık ve sanal seks, çağdaş Batı dünyasında dolu dizgin gidiyor. Cinselliğin bu kadar ön plana çıktığı ve tutku hâline dönüştüğü bir medeniyette insan ilişkileri ne hâle gelebilir? Gittikçe değersiz, yetersiz ve ontolojik açıdan dar bir alana mahkum olan genç insanlar, yegâne gelişim boyutu sandıkları, maddi âlemdeki o acımasız güç savaşında avantajlı bir yer edinebilmek için, bedel ödemeden her şeyi yapmaya hazırlar. Mesela genç kızlar, nefsani duyguları tahrik eden, kendilerine güç ve değer getireceğini umut ettikleri tüketim nesnelerine sahip olabilmek için, işi vücutlarını satmaya kadar götürebiliyorlar.
Sayfa 435 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
…insanlığın temel hastalığının, bulunduğu yer/ontolojik konum ile tatmin olmayıp ötesini arama olduğunu söyleyebilir miyiz? (…) Temel patolojimiz yanlış yerde, yanlış şeyi “istemek” ve buna bağlı olarak acı hissetmek midir? Bedensel haz , duygusal haz, zihinsel-rasyonel haz arayışlarının temelinde bu garip ve yanlış istek mi yatıyor? Yoksa bizde Nasrettin Hoca hikayesinde olduğu gibi, ahırda kaybolan tesbihi, ışık daha fazla diye pazar yerinde mi arıyoruz?
Ego-id-süperego
1923'te yayımlanan Ben ve İd (Das Ich und Das Es) adlı kitabında Freud, önce insan nefsini bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı diye üç kısma ayırmış, daha sonra bu ayrımı anlatım açısından yetersiz bulduğu için bir sonraki aşamada "ben-id-üst benlik" kavramlarını geliştirmiştir. Ben, kişinin nefsiyle ilişkili süreçlerin anlamlı/bağlantılı organizasyonunu; id, bilinçdışında potansiyel olarak var olan içgüdüleri; üst benlik/süperego da toplum ve ana babadan aktarılan değerleri ifade ediyordu.
Sayfa 25 - KaknüsKitabı okudu
Bütün bu eğitim sürecinin sonunda edindiğim bilgi, halihazırdaki bilincimizle oluşan dünyanın aslında, var olan birçok bilinç dünyasından sadece bir tanesi olduğu, öte yandan diğer dünyaların da bizim açımızdan anlamlı deneyimler içerdiğidir. ( William James)
Dejenere olmuş bir topluma entegre olmak, hasta olmakla eş anlamlıdır. Bu durumda genç insan dehşet verici bir bölünmüşlük yaşar. Kendini inkar etmek pahasına, çarpık toplumsal normlara uyar ve bundan dolayı bilinç dışında kendisini yönelik bir öfke geliştirir. Bu süreç şizofreninde görülen "çift defter tutma" durumuna benzetilebilir.
Sayfa 395 - KaknüsKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.