Bir çift göz... Gözbebeklerine, vahşice öldürülmüş küçük bir kız çocuğunun son anları kazınmış bir çift göz... Bu gözlerin sahibini arayan bir polis müfettişi... Hayallerinin yıkıntısı altında, onu hayata bağlayacak her şeye dört elle sarılmaya hazır bir kadın... Marksizm ile Hıristiyan teolojisini birleştirmeye çalışan bir rahip; iç organları, beyin parçaları ve kırılmış kemiklerle boğuşmak zorunda kalan, şair zarafetine ve filozof derinliğine sahip bir adli tabip...
Dolunay, gerilimiyle bir polisiye, karakterlerindeki derinlikle psikolojik bir roman, gerçekçiliğiyle bir belgesel, cesaretiyle dilin sınırlarını zorlayıp ona yeni alanlar açan bir dil denemesi... Herkes dolunayın etkisinde ve her şey dolunayın gümüşi aydınlığında olup bitiyor.