Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Don Juan

Peter Handke

Don Juan Sözleri ve Alıntıları

Don Juan sözleri ve alıntılarını, Don Juan kitap alıntılarını, Don Juan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiir, anıların kana karıştıktan ve damarlarda yıkandıktan sonra söze dökülmüş durumudur.
“Ondan zorla, adeta bir çeşit kurtarıcı olmasını bekliyorlardı. Neyden kurtarıcı? Sadece kurtarıcı. Neyden kurtarmak? Sadece kurtarmak…”
Reklam
Matemi dünyanın içinden taşıyıp götürmek ve onu ora­ya, dünyaya, aktarmak. Don Juan kederini yaşıyordu, bir kuvvet gibi. Kederi ondan daha fazlaydı ve onu aşı­yordu. Adeta -hatta adeta bile değil- kederiyle silah­lanmış bir halde, kendini asla öldürülemez değilse de, yara almaz hissediyordu. Keder onu başına buyruk ya­pan bir şeydi, karşı hamlesiyle de (veya daha doğrusu karşılıklı hamlelerle) onu tamamen geçirgen, her ne olursa olsun olanları duyumsayabilen, üstelik gerekti­ğinde görünmez bir hale getiriyordu. Kederi onun ku­manyası gibiydi. Onu her bakımdan besliyordu. Saye­sinde artık hiçbir yönden büyük ihtiyaçları kalmamış­tı. Bu ihtiyaçlar artık söz konusu bile değildi. Fakat ke­derde ideal dünyevi yaşam olanağının bulunduğu ve başkaları için de bunun geçerli olduğu (bakınız "kede­ri dünyaya aktarmak") düşüncesini sürekli olarak kendinden uzak tutması gerekiyordu. Onun matemi, gelip geçici değil, temel bir uğraştı.
Oysa yaşamım boyunca hep bir okur olmuştum...
Gürcistan'a doğru yola koyulmuştu, her yere gittiği gi­bi, yine belli bir hedefi olmadan. Hiçbir şey onu, tesel­li edilemezliği ve kederi gibi harekete geçiremezdi.
Reklam
Kaçarken, kendisini ait oldu­ğu ortamda veya ortamlardan birinde buluyordu. Bu, kaçarken korku ve endişe duymadığı anlamına gelmi­yordu. Daha çok, şu demekti: Korku ve dehşet içindey­ken daha iyi, daha açık, daha geniş görüyordu.
O zaman kargaların bir süre­dir neden böyle öfkeden çıldırmışçasına gökyüzünde turlayarak şamata kopardıklarını da anladım: Dünyanın durumuna hiddetleniyorlardı. Yoksa benimkine mi?
Oysa eskiden beri her şeyden çok alışverişin insanları bir araya getir­diğine inanırım; toplum ilişkilerine canlılık getiren alışveriş oyununa.
Don Juan her zaman bir dinleyici arayışı içinde olmuş­tu.
Reklam
Daha sonra bana anlattığına göre, zaten kişi eğer bir duruma dikkatini yoğunlaştırmaz ve şöyle bir bakıp geçerse, bu bazen onda bile bile seyredilen ve üzerine düşünülen bir şeyden daha kalıcı bir iz bırakabilirmiş.
İkili, kadın ve adam, o esnada duvar parçasının arkasında yere uzanmış, kulak kabartıyorlardı. Bir ara Don Juan'ın kederden adeta yüreği parçalandı. Ama işte bu keder, ona gücünü gerisin geri iade etti. Keder insanın bizzat kendini aşmasını sağlıyordu. Keder insanı kişiselliğinin üstüne çıkarıyordu. Kederin varlığı mucizeler yaratıyordu. Kapkara fırtına gecesinde renkler oluşuyordu. Yıkıntı bölgesindeki neredeyse kurumuş kiraz ağacının yaprakları arasından bir anda çiftin üzerine kirazların kırmızılığı vurdu, oysa görünürde hiç ışık kaynağı yoktu. Kapkara gökyüzünün tam ortasında bir mavilik belirdi. Altlarında gıcırdayan zeminde, canlı bir yeşillik. Bu panik dünyası içinde Don Juan kendini evinde hissediyordu. Kendi dünyası diye bir şey varsa, işte buydu. Ve orada onunla, o kadınla buluştu. Bu panik dünyasında birbirlerini buldular.
Yaşamım boyunca pek sık olmasa da her seferinde, hiç tanımadığım yabancılar, özellikle de onlar, daha ilk ba­kışta bende yakınlık duygusu uyandırır ve bu yakınlık, birbirimizi tanıdıkça derinleştirmeye gerek kalmaksı­zın hep devam ederdi.
Onun yolda oluşu, aynı zamanda sürekli bir varış demekti, bir yere vardığında hâlâ yolda olduğunu hayal ettiği gibi.