Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Drina Köprüsü

İvo Andriç

Drina Köprüsü Gönderileri

Drina Köprüsü kitaplarını, Drina Köprüsü sözleri ve alıntılarını, Drina Köprüsü yazarlarını, Drina Köprüsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
354 syf.
10/10 puan verdi
2 Ay - 3 Ülke - 5 Şehirde Okuduğum Kitap
2 ay - 3 ülke - 5 şehirde okuduğum kitap oldu. Bosna Hersek’te doğup büyümüş ve kendisini Yugoslav (Yugoslav Dışişleri Bakanlığında çalışan) olarak tanımlayan yazar bu eserini İkinci Dünya Savaşı yıllarında yazdı(1942 Temmuz - 1943 Aralık). 1945 yılında yayınlandı. Yazar gençliğininin bir bölümünü dul annesiyle birlikte Vişegrad’da Drina ırmağına yakın bir kasabada geçirdi. Köprüyü civarda bulunan Sokoloviç köyünde doğup 10lu yaşlarında İstanbul’a götürülen devşirme Sadrazam Sokollu Mehmet Paşa yaptırmıştır. Köprüyü Mimar Rade 5 yılda tamamlamıştır. Kitap bir köprünün etrafında geçen 350 yıllık hikayeler bütünü. Türkler-Sırplar-Museviler sonrasında Avusturyalılar ile birden çok medeniyete geçitlik yapmış bir köprünün önce kurulmasına engel olunmaya çalışılması sonrasında vazgeçilmez bir sembol oluşu ve maalesef kötü giden 1914 yılındaki Birinci Dünya Savaşıyla birlikte iki topçu ateşi arasında kalarak kısmi yıkımı ve Ali Hoca’nın ölümüyle bitiyor. Balkanlar’ı merakımdan ve Nobel ödüllü olmasından dolayı okuduğum bir kitaptı. Hem yerinde okudum hem merakımı giderdi hem de şaşırtıcı bilgiler edinmiş oldum.
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,6bin okunma
“Hayat anlaşılmaz bir mucizedir, boyuna harcanır, erir, buna rağmen yine dayanır, sürüp gider. Tıpkı Drina’nın üstündeki köprü gibi.”
Reklam
“Unutmak, her acıyı siler, arkada bırakırdı. Şarkı söylemek ise, unutmak için en güzel çareydi. Çünkü insan şarkı söylerken daima sevdiği şeyleri düşünür.”
“Hayatta hiç çalışmamış, bir iş görmemiş olanların sabrı pek çabuk tükenir. Ve her işi kolayca eleştirerek hataya düşerler.”
Kimi insanların, öyle sebepsiz ve mantıksız kinleri vardır ki, başkalarının yaratıp icat edebileceği her şeye karşı cephe alır.
Burası sefaletin hüküm sürdüğü dağlık ve perişan bir diyarın en duygulu noktası idi. İnsan, gücünün yetmediği tabiat unsurlarıyla karşılaşıyor, güçsüzlüğünün acıları içinde karşısına dikilen aşılmaz engelin zorluğunu daha iyi görüyor ve bu güçlüklerin insan oğlunu her işinden alıkoyduğunu anlıyordu.
Reklam
Yeni gün, yeni nafaka...
Vişegrad’ın havasından ve suyundan, çocuklar bile, elleri açık, parmakları aralık doğar. Eli açıklık ve kaygusuzluk, buranın geleneksel bir hastalığıdır. Vişegrad’lılar “Yeni gün, yeni nafaka”parolası ile yaşarlar.
Rahip Nikola hemen yerinden doğrulur, kısaca: “Bir felâket oldu mu, ortada kanıtlanacak bir şey kalmaz,” der. “Kim aklı başında iken hayatına kıyabilir? O yüzden onu da normal bir ölü gibi defnedeceğiz. Haydi gidin, mösyö!.. Ölüyü hazırlamalarını emredin ki, onu hemen gömelim. Hem de mezarlığa... Başka yere değil.
Ancak, rüyalarımızda büyük bir cüret gösterebiliriz.
Sayfa 171
Reklam
Isınabilseydim eğer Güneş batarken yanında
Sayfa 209 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Akşam geldi güneş battı Ama senin yüzünde hâlâ parlıyor
Sayfa 208 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Canına kıymış askerin son duasını yapmak istemez papazlar. Sonunda bir papaz gelir ve"ben yaparım" der. -"Bu dünyada yaşadıkları cehennemden bile betermiş ki kıymış canına"
“Her iki taraf da kendi inancının doğruluğundan emindir. Bir kimsenin inancını ve görüşünü bir başkasının değiştirdiği hiç görülmemiştir.”
Mutsuzluklar da sonsuz değildir. Bir bakıma mutluluğa benzerler, geçip giderler, daha doğrusu biçim değiştirirler.
Sayfa 108 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.