Durgun Don kitaplarını, Durgun Don sözleri ve alıntılarını, Durgun Don yazarlarını, Durgun Don yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hiçbir şey düşünmemeye, gönlüne giden yolu, insanı zehirleyen ıstıraplara kapamaya çalışıyordu. Gündüzleri bunu başarabiliyordu, ama uzun gecelerde bütün anıları birden ortaya çıkıveriyorlardı.
Birkaç kısa fasıla hariç, 1914’ten bu yana cephedeyim ben. Öyleyse bu parmak hikayesi de ne oluyor? Tanrı varolmadığına göre hangi parmak?… Çoktandır bu türlü budalalıklara pabuç bıraktığım yok. 1915’te savaşa baktım da kendi kendime “tanrı yok!” dedim. Mutlak surette yok! Eğer olsaydı insanları bu türlü bir çirkefe sürüklemezdi. Bizler, cephedekiler, tanrıyı ortadan kaldırdık, onu kadınlara, ihtiyarlara bıraktık. Eğlenip dursunlar bununla! Tanrının parmağı da yok! Bundan ötürü monarşi geri gelemez artık. Halk onu bir kez daha dönmemek üzere uzaklaştırdı.
Bu zalim hatıraları uyandırmaya ne ihtiyacı vardı? Çektikleri yeterdi artık. Şu göğsünün içindeki acı zaten kalbini kemirip duruyordu; bu kalp çarpmıyor, kanıyordu adeta!…