Demek ki Marx 'çılığın insanı artık o eskinin ussal hayvan'ı değildir, tam
tamına tarihteki insandır, yaşamı tarihsel değerlerle sarılmış insandır. Onun
tüm gücü onu vareden yaşamsal değerlere bağlıdır. Bu değerler özellikleri
azçok değişik iki ayrı kat oluştururlar. İktisadi yaşam düzeninin, bu
düzende ortaya çıkan üretim ve tüketim ilişkileriyle daha başka ilişkilerin,
bir başka deyişle insanla madde ilişkilerinin alanı olarak belirleyebileceğimiz altyapı alanı, kurumların ve düşüncelerin oluşturduğu alanla,
kültür değerleri alanı diye belirleyebileceğimiz üstyapı alanıyla hem bir
karşıtlık hem bir bütünlük oluşturur.
İtalya 'da Antonio Gramsci ( 1891 - 1937)
özgün sayılabilecek bir kuram geliştirdi . Ona göre sermayeci düzenin
yerini almaya hazırlanan proletarya kendi diktatörlüğünü evrensel organlarda
gerçekleştirmeliydi, bu organlar da "fabrika kurulu" diye adlandırı
lmalıydı . Gramsci'nin bu yeni kurulu Rusya'daki fabrika komitelerinin
ve sovyetlerin bütünleşmiş biçimiydi . Bu kurullarda iktisadi altyapıyla
siyasal üstyapı bir bütün oluşturacaktı .