Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eğitim ve Yaşamın Anlamı

Jiddu Krishnamurti

Eğitim ve Yaşamın Anlamı Gönderileri

Eğitim ve Yaşamın Anlamı kitaplarını, Eğitim ve Yaşamın Anlamı sözleri ve alıntılarını, Eğitim ve Yaşamın Anlamı yazarlarını, Eğitim ve Yaşamın Anlamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"...kalbinde sevgi olmayan bir adam canavara dönüşür."
Teknik bilgi ne kadar gerekli olursa olsun, hiçbir şekilde içsel psikolojik baskılarımızla çelişkilerimizi çözümleyemeyecektir; teknolojinin kendi kendimizi yok eden bir araç haline gelmesinin nedeni ise, teknik bilgiyi yaşamın toplam sürecini anlamadan edinmemizden kaynaklanır. Atomu parçalamayı bildiği halde kalbinde sevgi olmayan bir adam canavara dönüşür.
Sayfa 17
Yaşamı anlamak kendimizi anlamaktır ve bu, eğitimin hem başlangıcı hem de sonudur.
Sayfa 11
Reklam
Mevcut eğitim sistemimizin başlıca amacı verimliliği geliştirmek. Böylece sanayileşmeye ve savaşa ayarlanmış olan bizler, bu acımasız rekabet ve karşılıklı yok etme makinesinin içinde sıkışıp kalmış durumdayız. Eğer savaşa yol açacaksa, eğer bize yok etme ve yok edilmeyi öğretecekse, eğitim baştan sonra başansız değil midir?
Sayfa 11
Eğer sadece bilim adamı, kitaplarla evli bir akademisyen ya da bilgiye bağımlı bir uzman olmak üzere eğitiliyorsak, o zaman dünyanın yıkımına ve sefilliğine katkıda bulunmuş oluruz. Yaşam daha üst seviyede yaşanabilir; ancak, bunu keşfetmemizi sağlamadığı sürece eğitimimizin nasıl bir değeri olabilir?
Sayfa 9
Sahip olma hevesi güzelliğe, duyulan sevgi değildir; gü­venlik arzusundan yükselir ve güvende olmak duygusuz ol­maktır. Güvende olma arzusu korku yaratır; etrafımızda di­renç duvarları ören bir tecrit sürecini devam ettirir ve bu du­varlar bütün duyarlılığı önler. Bir nesne ne kadar güzel olur­sa olsun kısa zamanda bizim için çekiciliğini kaybeder; ona alışırız ve bize bir zamanlar haz veren şey, boş ve donuk ha­le gelir. Güzellik hâlâ oradadır, ancak biz artık ona açık değilizdir ve bizim monoton günlük varoluşumuz tarafından yu- tulmuştur.
Düşüncelerimiz, yaşamlarımız parlak, yavan, kutsal, boş­tur; duygusal olarak açız, dinsel ve entelektüel olarak tekrar­cı ve donuğuz; sosyal, siyasi ve ekonomik olarak sınıflandırıl­mış ve denetim altındayız. Mutlu insanlar değiliz, canlı, neşe­li değiliz; evde, işte, kilisede, okulda asla yaratıcı bir zihinsel duruma geçemiyoruz, günlük düşünce ve hareketlerimizde derin bir rahatlama yok. Her yerden ele geçirildiğimiz ve is­tila edildiğimiz için, doğal olarak cinsellik bizim tek çıkış yo­lumuz, tekrar tekrar aradığımız bir tecrübe haline geldi; çün­kü cinsellik, özün yokluğunda anlık bir mutluluk hali sağlar. Sorunu meydana getiren şey cinsellik değil, mutluluk duru­munu yeniden ele geçirme, ister cinsellik ister başka bir şey vasıtasıyla zevk alma ve bu zevki muhafaza etme arzusudur.
Reklam
Kendi sorunlarına gömülmüş birçok ebeveyn çocukları­nın refahının sorumluluğunu öğretmene devreder...
Eğitilmeden Ebeveyn Olmak
Genel inanan aksine, çoğu ebeveyn çocuklarım sevdiğini söylemesine rağmen onları sevmez. Eğer ebeveynler çocukla­rını gerçekten seviyor olsalardı, bütüne direnircesine aile ve ülkeye vurgu yapmazlardı; çünkü bu, insanlar arasında sos­yal ve ırkçı bölünmelere yol açarak savaş ve açlığa neden olur. Bir yandan avukat veya doktor olmak için ağır bir eği­timden geçmelerine rağmen insanların hiçbir eğitim almadan çok önemli bir görev olan ebeveynliği üstlenmeleri gerçekten çok garip.
Barış, yamalı reformlarla ya da salt eski fikir ve hurafele­rin yeniden düzenlenmesiyle elde edilemez. Ancak yüzeysel olanın ardında yatanı anlayarak ve böylelikle kendi saldır­ganlığımız ve korkularımızın yol açtığı bu yıkım dalgasını durdurarak barış sağlanabilir ve ancak o zaman çocuklarımız için umut, dünya içinse kurtuluş olacaktır.
Sadece sevgi ve doğru düşünme içimizde gerçek devrimi yaratır.
373 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.