Hacı Ahmet derledi, ey gidi adamlar!
Babam tarakçıydı. Bilin mi donluk tarakları? Dokuma tarakları yapardı memlekette. Camız boynuzundan yapardı. Mengeneleri vardı. Keserdi, ısıtırdı, doğrulturdu. Tarak yapardı. Ona da tarak derler. Saç tarağı, baş tarağı... Bunlardan satardı. Kışın bu işleri yapar, yazın Samsun'a giderdi. Çömlek yapardı. Çömlek o zamanlar çok para ediyordu.