Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları

Kemal Yalçın

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları Sözleri ve Alıntıları

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları sözleri ve alıntılarını, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitap alıntılarını, Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demek Pontus Rumları, Türklerin aldatılmış torunlarıymış! Giresun Kitaplığında ancak Pontusların gerçek kimliklerini öğrene­bildim!... Başkaca bir arşiv, araştırma, belge bulamadım. Bu kadar bil­gi bile yeterliydi bazı gerçekleri anlamaya!
Çirkince'de gölgeden güneşe çıkmayanlar, çalışmayanlar, kaba insan­lar çok öldü. Gölge fesleğenleri çabuk öldü... Türkiye'de, Çirkince'de çok çalışanlar, ezilenler, pişkin insanlar, fakirler dayandı rezilliğe, zorluklara.
Reklam
"Kardeş, aman terörist falan değilsin ya!" diyerek soruyla karışık için­ deki kuşkuyu dile getirdi. Güldüm: "Tabii teröristim! Terörist olmasam, Halit, Engin terörist olmasa, ge­cenin bu saatinde Ferizdağ tepesinde ne işimiz var? Terörist olmasam ta Almanya'dan kalkıp da buralara gelir; Havva Nineyle, Salih Tilkiyle konuşacağım diye koşturur muyum? Keşke her terörist benim gibi, bi­zim gibi olsa!..." ... Gece bir vakit gözlerime uyku girmedi. Nedir bu böyle? Yunanis­tan'da, Vraşno'da, Vatalakos'ta ve diğer yerlerde kimse bana "Sen te­ rörist misin? Sen şu musun, bu musun?" diye sormaz, kuşkulanmaz, korkmazken; neden kendi yurdumda, kendi insanlarım her adım başı soruyor, kuşkulanıyor, başlarına bir iş gelmesinden korkuyordu. Ne­dir bu dağı taşı, kadını erkeği, gencini yaşlısını saran kuşku ve korku? Ben de korktum kendi ülkemde, kendi insanlarımın korkusundan! Bu sorular, bu korkular, bu düşüncelerle sağıma döndüm, soluma döndüm; güzel günleri, korkusuz yaşanılan günleri düşledim...
Hacı Ahmet derledi, ey gidi adamlar! Babam tarakçıydı. Bilin mi donluk tarakları? Dokuma tarakları yapar­dı memlekette. Camız boynuzundan yapardı. Mengeneleri vardı. Ke­serdi, ısıtırdı, doğrulturdu. Tarak yapardı. Ona da tarak derler. Saç ta­rağı, baş tarağı... Bunlardan satardı. Kışın bu işleri yapar, yazın Sam­sun'a giderdi. Çömlek yapardı. Çömlek o zamanlar çok para ediyordu.
Etrafımızdaki, çok uzaklardaki başı dumanlı dağlar bir gece vakti, ba­ baları tarafından, ölmemek için boğularak öldürülen 20 bebenin acı­sını taşıyorcasına suskun ve heybetliydi. Bulutların gölgesinin koyulaştırdığı dağın bağrına, bulutların arasın­daki boşluktan ışık hüzmeleri vuruyor ve oralar başka bir mevsimi, başka bir geçmişi çağrıştırıyordu.
Minoğlu'nun kızlarını aramaya gitmiştim. Karşıma hiç duymadığım, görmediğim, bilmediğim olaylar, insan manzaraları; insanın iliklerine işleyen, ölümüne bir yurt özlemi çıktı.
Reklam
Artık ‘ Dünyada ve ülkemizde, bundan sonraki göçlerin daha sağlıklı olması için ne yapılabilir?’ sorusunun yanıtını aramak yerine, göçleri gerektiren nedenleri ortadan kaldırmak zorundayız...
Sayfa 265Kitabı okudu
700 kişilik Ferizdağ'dan 136 kişi gelebilmiştik Vatalakos'a. Dimi- dov'un evi dedikleri bizim hane 29 kişiydi 1921'in Kirez ayında. 1923 un güz ayında bir ben, bir kız kardeşim, ebem, anam, üç de yen­ gem yedi kişi kalmıştık geriye! Daha ne anlatayım? Daha ne diyeyim? On gün anlatsam bitmez çek­tiklerimiz! Ölmeyince ölmüyor insanoğlu, demirden sağlam!..."
"'Hepinizi Yunanistan'a yollayacağız. Erkeklerinizi önceden gönder­dik. Sizi de arkalarından göndereceğiz. Orada birleşeceksiniz!' demiş­ler." "Doğru muymuş bu?" "Bilen mi var! Askere mi gitti, öldü mü? Ne olduğunu bilen yok! Ka­ dınları kızları, çoluk çocuğu Katırcı Ali'nin evine kapattıktan sonra, Honaz'ın o zamanki ağalarından bazıları; bazı zaptiyeler, bazı sütü bo­zuklar Rumların evlerini paluçka etti."
218 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.