Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emperyalist Türkiye

Yalçın Küçük

Emperyalist Türkiye Gönderileri

Emperyalist Türkiye kitaplarını, Emperyalist Türkiye sözleri ve alıntılarını, Emperyalist Türkiye yazarlarını, Emperyalist Türkiye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Demokrasi giderek daha açık bir illüzyona dönüşüyor.
Sayfa 238Kitabı okudu
Osmanlı medeni kanunu olan Mecelle'nin bir ilkesi var: Sıkışırsa genişler. Türkiye, Osmanlı Kanunu'nun alanına giriyor.
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
Düzenin, gençliğe vereceği kalmamıştır. Türkiye'nin kendi gençliğine diplomalı işsizlikten başka vereceği kalmamıştır.
Sayfa 237Kitabı okudu
…Türkiye entelijansiyası, bu kez, belki bir de başta cumhuriyet tüm bab-ı ali basını kanalıyla da enjekte edilmeye çalışıldığı için garbaçov akımından pek az veya hiç etkilenmedi. Etkilenmeler var; ancak TKP, TSİP, ve TİP zaten pek isteklidir. Düşünme işini, entellektüel yaratıcılığı ve teori sorunlarını, Moskova'ya ihale ettikleri için bunları dışarda tutmak gerekiyor. TİP, yine de dışarda tutulmalıdır. 1960 yıllarının başında ve 1970 yıllarının ortasında TİP için Moskova çizgisine mesafe temel politika olmuştur. TİP yöneticilerinin beyinlerini Moskova'ya ipotek etmeleri, 1970 yıllarının sonlarında başlıyor.
Sayfa 236Kitabı okudu
Fransa, kardeş Arap insanının üzerine en acımasız bombalarını saçıyor. İşte tam bu sırada Fransa'nın Yahudi kökenli Ankara Büyükelçisi Bab-ı Ali'de Fransa liyakat madalyaları dağıtıyor. Bağdat'a ölüm dağıtmak ile Bab-ı Ali'de madalya saçmak arasında kesin bağ vardır; Cumhuriyet'in sinema eleştirmeni ile dış politika yazarı Ali Sirmen, ne yaparak bunu hakettiklerini kendi kendilerine sormak durumundadır.
Sayfa 225Kitabı okudu
Kanun hükmünde kararnameler, demokratik yaşamdan uzaklaşmadır. Demokratik yaşam yasaların çıkartılmasında geniş halk yığınlarının açık tartışmasını gerektirir. Bunlarda değil geniş yığınların, meclisteki temsilcilerin bile bir tartışması olmuyor. Türkiye'nin temel hukuk manzarası budur. Bunun dışında yürürlükteki yasaların çok çeşitliliğini abartmamak gerekir. Bunların bir bölümü mirastır. Bir kenarda durmaktadır. Hükümetler, bir eğilim olarak mevcut yasaları kaldırmaktan çekinirler ve durmasını tercih ederler. Bu nedenle bunlar kalıyor. Bunların kalmasının bir başka nedeni daha var. Tekeller hükümet düzeyindeki yöneticilere güvendikleri için kanun hükmünde kararnameler sisteminden çekinmiyorlar. Halbuki bu sistemde bir hükümet, matbaa kapatma kararnamelerinde olduğu, gibi, tekeller düzeniyle ilgili çok radikal düzenlemeler yapabilir. Tekeller bunun olmayacağıma inanıyorlar. Ancak hükümetler kendi memurlarına o ölçüde güvenmiyorlar. Basit ve sade yasaları, memurların istedikleri gibi kullanabileceği kaygısı var. Bu kaygıya haksız diyemem. Henüz Türkiye bütün memurlarını doyurabilecek zenginlikte değildir. Bu yüzden memuruna güvenemiyor ve güvenemediği memurunu bağlayabilmek amacıyla ayrıntılı yasaları çıkarıyor ve yürürlükte tutuyor.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Geniş yığınların böyle bir istekle doğrudan doğruya bir ilgileri olabileceğini sanmıyorum. Anayasa, olumlu veya olumsuz olarak, bunları ilgilendirmiyor. Geniş yığınlara, anayasa nedeniyle iyilik akmıyor ve gelen kötülükler de anayasadan kaynaklanmıyor. Fakat buna karşın geniş yığınlar bir sade anayasa programına razı olabilirler. Çünkü mevcut anayasa son derece yasakçıdır. En acil ihtiyaçlar ve talepler karşısında bile yasakçıdır. Bu yasakların kaldırılması ve bir genel affın önünün açılması açısından mevcut ayrıntılı anayasanın kısa ve sade bir anayasa ile değiştirilmesinde bir sakınca görmüyorum. Bu anayasa ve düzeni bir başka açıdan da iflas etmiş durumdadır. Artık tekeller dünyasında yasama gücünün gücü gerçekten sınırlıdır. Bu nedenle tekeller düzeyine ulaşan ülkeler giderek ve artan ölçüde başkanlık sistemine kayıyorlar. Türkiye tam bir başkanlık sistemi olmasa bile hükümet kararnameleriyle yönetilmeye çoktan alışmıştır. Kanun hükümündeki kararnamelerle yönetmek, Türkiye'nin temel yönetim biçimi oluyor. Bu, dünya konjonktürüne göre çabuk değişen koşullara uymak ve yasalarda tekeller düzeninin istediği iç tutarlılığı sağlamak için gerekli oluyor; yasaların yasama organından geçirilmesi hem zaman alıyor ve hem de komisyonlarda çoğu birbiriyle çelişen değişikliklere uğruyor. Bundan kurtulmak için kanun hükmünde kararnamelere başvuruluyor. Yasama organlan ise yıllar sonra bunları tescil eden bir konuma getiriliyorlar.
Sayfa 223Kitabı okudu
…çok büyük ölçüde tekellerin isteğiyle hazırlanan 1982 anayasası bugün tekellerin değişen stratejilerine ters geliyor. Bunun sonucunda kısa ve sade bir anayasa fikri ortaya atılıyor.
Sayfa 223Kitabı okudu
Kişiliğe, kimliğe ve kültüre inmesi açısından darbe süreklidir. Dünyanın her yanında kişiliksizleştirme, kimliksizleştirme ve kültürsüzleştirme mekanizmaları işliyor; dünyanın her yerinde insanlar, kendi dilleriyle Amerikanca konuşuyorlar. Hepsi Amerikanca, "Aman Tanrım" diyorlar "Korkarım" diyorlar, "Üzgünüm" diyorlar, "Ciddi misin" diye soruyorlar; hepsi bir Amerikan kalıbından çıkmış bilyalara benzeşiyorlar. Hepsi coca-cola açıp, Mac Donalds yiyorlar; bunlar sürüdürler.
Sayfa 220Kitabı okudu
Basın, Türkiye'de televizyondan çok daha fazla insanları sürüleştirmenin aracıdır. Basın, insanları sürüleştirirken kendisi sürüleşiyor. Parantezi kapatıyorum; sürü olmak, kimliğini yitirmek ve kültürsüz olmak anlamına geliyor. Dolayısıyla bu düzen, kişiliksizliği, kültürsüzlüğü, zorunlu olarak yaymak zorunda kalıyor; eylülist darbe ile Türkiye'ye kakılan rejim, kültürün ve kimliğin düşmanı olarak ortaya çıkıyor.
Sayfa 219Kitabı okudu
122 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.