Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

En Mavi Göz

Toni Morrison

En Mavi Göz Sözleri ve Alıntıları

En Mavi Göz sözleri ve alıntılarını, En Mavi Göz kitap alıntılarını, En Mavi Göz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kısrakların acı çekmediğini de kim söylemiş? Sırf ağlamadıkları için mi? Kısrak canının yandığını söyleyemiyor diye, canı yanmıyor mu sanıyor bunlar?
Sayfa 131 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Şimdi onu çöpleri ararken gördüğümde, acaba ne arıyor, diye düşünüyorum. Bizim katlettiğimiz şeyi mi?
Sayfa 214 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Bunları anlaman gerek, Tanrım. Acı çeken çocukları bana gönderin, zarar vermeyin onlara. Demiştin. Unuttun mu ? Çocukları unuttun mu? Evet. Unutmuşsun. Onları bırakın dinlensinler, yol kıyılarında otursunlar, ölmüş annelerinin yanıbaşında ağlasınlar. Kömürleşmiş, topal, sakat kalmış çocuklar gördüm. Unuttun onları, Tanrım. Nasıl ve ne zaman Tanrı olacağını unuttun.
Sayfa 173 - CANKitabı okudu
Sevginin asla sevenden daha iyi bir yanı yoktur. Kötü insanlar kötü bir biçimde, sert insanlar sert bir biçimde, güçsüzler güçsüz, aptallar aptalca severler, ama başıboş bir adamın sevgisi asla güvenli değildir. Sevilenin bir kazancı yoktur. Yalnızca seven alır sevgiden payını. Sevilen ise yolunmuş kaza döner, etkisizleşir, sevenin bakışlarında donup kalır.
Sayfa 192Kitabı okudu
"Bazı adamlar cidden itten farksız."
Sayfa 17 - Sel yayıncılık
Toprak bazı çiçek türlerine kötü gelir. Bazı tohumları asla beslemez, bazı meyveleri asla yetiştirmez ve ne zamandır ki toprak kendi iradesiyle öldürür, biz olanlara razı olup kurbanın yaşamayı haketmediğini söyleriz.
Sayfa 214 - SEL - Eylül - 2017
Reklam
Konuşmaları kötü bir dansa benziyor: ses sesle buluşuyor, reverans yapıyor, sallanıyor, geri çekiliyor. Araya başka bir ses giriyor, ama o da bir başka sesle bastırılıyor: iki ses birbirini çember içine alıp kesiliyor. Sözleri bazan geniş sarmallar halinde, bazan da tiz çıkışlar yaparak yükseliyor, ama tümü birden, jöleden yapılmış bir yüreğin inip kalkması gibi, içten gelen bir kahkahayla noktalanıyor.
O zaman­lar art niyet taşımaksızın ve kibirsizce hala kendimize aşıktık. Kendimizle banşıktık, duyularımızın bize sunduğu yenilik­ lerden keyif alırdık, kirimize pasımıza bayılır, yara bereleri­mizi ilgiyle incelerdik; bu değersizliği kavramamız mümkün değildi.
Bir ad bir insanı bir başka insandan nasıl daha üstün yapabilir? Ad gerçek bir nesne midir? Bir kişinin adı neyse kendisi o mudur?
Sayfa 172 - CANKitabı okudu
Çok kötü...
Frieda ile ben onunla tanıştırılmadık -ona gösterildik yalnızca. Tıpkı burası banyo, bu giysi dolabı, bunlar benim çocuklarım, Frieda ile Claudia, şu pencereye dikkat et, sonuna kadar açılmaz, der gibi.
Reklam
Annem şarkı söyleme isteği duyuyorsa, bu o kadar kötü bir şey değildi. Zor günler, kötü günler, beni-yalnız-bırakıp-giden-o-adam'lı günleriyle ilgili şarkılar söylerdi. (...) Annemin ses tonundaki gam ve kasvetle ballanan sefalet, sözcüklerdeki acıyı ağdalandırıyor, acının yalnızca katlanılabilir değil, aynı zamanda tatlı bir şey olduğu kanısını uyandırıyordu bende.
Her şeye ve herkese karşı olan belleğimiz bütün sözleri bizim bozmamız gereken bir şifre olarak, bütün el kol hareketlerini özenli bir çözümleme gerektiren şeyler olarak değerlendirdiği için kendimizi savunma durumundaydık, dikbaşlı, hesaplı kitaplı ve saldırgan olmuştuk. Kimsenin bize ilgi gösterdiği falan yoktu, o yüzden kendimize çok ilgi gösteriyorduk.
Sayfa 178Kitabı okudu
geçen sonbahar beyaz tohumlarını üfleyip üf­ leyip uçurduğu; bu sonbahar da sarı çiçeklerini dikkatle in­ celediği karahindibalar onundu. Onlara sahip olmak ken­ disini dünyanın bir parçası, dünyayı da kendisinin bir par­ çası yapıyordu.
Her şey gerçekten böyle miydi? Anımsadığım kadar acılı mıydı? Yalnızca biraz.
Mutluluk, bir şeyi daha ön­ceden kesin olarak bilmekse, biz de mutluyduk o zaman.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.